Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
PROJEYİ YÜRÜTEN MİMARLAR :GÜLDEREN ZEGEREK BAHRİYE ÖKTEM PROJENİN YÜRÜTÜLDÜĞÜ OKUL :YASEMİN KARAKAYA İLKÖĞRETİM OKULU PROJENİN UYGULANDIĞI YAŞ GRUBU :8-9 YAŞ (3. SINIF ÖĞRENCİLERİ PROJENİN BAŞLAMA TARİHİ :12.12.2003 PROJENİN BİTİŞ TARİHİ :05.03.2004 PROJE KONUSU :ÇOCUK OYUN ALANLARI I. BULUŞMA.............................................................................12.12.2003 Yasemin Karakaya İlköğretim Okulu 3/C sınıfı ile gerçekleştirmiş olduğumuz çocuk parkı konulu projede ilk adım olarak dersimize bir ad bir de konu tespit ettik. Dersimizin adı “mimarlık oyunu”, konusu ise “çocuk oyun alanları” idi. II. BULUŞMA............................................................................19.12.2003 II. buluşmada öncelikle çocuklar kendilerine birer kimlik kartı tasarladılar. Daha sonra, projenin ve dersin konusunu oluşturan çocuk oyun alanları çalışması için hayallerindeki parka ulaşmak amacıyla resim çalışması yaptık. III. BULUŞMA..........................................................................26.12.2003 Mimarlar Odasında tanıştığımız Gülderen Zegerek Hanımla “1000 Mimar 1000 Okulda” Projesini aynı okulun aynı sınıfta uygulamak istememiz sonucunda çocuklarımızın aynı sınıfta okuduklarını öğrendik. Bu şaşırtıcı ve hoş bir sürprizdi benim için. Öyle ya daha önce karşılaştığımız veli toplantıları yerine Mimarlar Odasında tanışmıştık. Gülderen Hanım 7-8 haftalık bir proje kurgulamıştı bense 2-3 haftalık bir proje düşünüyordum. Sonuçta aynı sınıfta iki farklı projenin uygulanması çok doğru olmayacağı için ben başka bir okul seçtim ama oğlumun sınıfında da derse girmek istediğimi anlayan Gülderen Hanım’dan kendi projesine de katılmam için teklif gelince düşünmeden kabul ettim ve “Mimarlık Oyunu”na bugün ben de katıldım. İlk gözlemim çocukların “Mimarlık Oyunu”nu çok sevdikleriydi. Onlarla çok keyifli iki saat geçirdik. İlk dersteki çocuk bahçesi maketlerini içeren slayt gösterisinden sonra ikinci derste götürdüğümüz malzemeleri ( kil, kürdan, kamış, makarna..) dağıtarak, ilk dersteki slayt gösterisinden ve dağıttığımız malzemelerden yola çıkarak çocukların yapacakları maket üzerinde düşünmelerini istedik. Dağıttığımız malzemelerden özellikle kil çocukların çok ilgisini çekmişti. Çocukların coşkulu sevinçleri içerisinde dersin nasıl bittiğini anlayamadık. Onların malzeme taleplerini yazarak, bir sonraki derste buluşmak üzere vedalaştık. IV. BULUŞMA...........................................................................02.01.2004 Bu haftaki derse Gülderen Hanım gelemediğinden ben yalnız girdim. Çocuklar dersi büyük bir heyecanla bekliyorlardı. Beni büyük bir sevinçle karşıladılar. Gülderen Hanım’ın gelemeyeğini öğrendiklerinde duydukları üzüntü yüzlerindeki ifadeden anlaşılıyordu. Bir önceki dersimizde dağıttığımız malzemelerle oynamak çok hoşlarına gitmişti. Makete başlama konusundaki beklentileri doğrultusunda malzeme getirip, getirmediğimi sordular. Malzeme götürememiş olmam nedeniyle yaşadıkları hayal kırıklığını çabuk atlattılar. Bazı çocukların maket yapımı için evlerinden; oyun hamuru, ayakkabı kutusu, minik yoğurt kapları, elektrik donanımı gibi malzemeler getirmiş olması “Mimarlık Oyunu”nu ne kadar benimsediklerini açıkça gösteriyordu. İlk derste çocukların kendi seçtikleri grup arkadaşlarıyla oturmalarını istedim. Başlangıçta biraz karmaşa yaşansa da sonuçta herkes seçtiği gruptaki yerini aldı. Her grup kendisi için bir isim tespit etti, grup ismini ve üyelerini bir kağıt üzerine yazarak boyadılar. Kızlar grup adı olarak; gül, menekşe, hayal, yıldız gibi isimler seçerken erkekler; bomba, şimşek, panter gibi isimleri tercih ettiler. İkinci dersimizde çocuk bahçesi çizmek isteyenlere kağıt dağıttım. Bir kısım öğrenciler ise evden getirdikleri maket malzemeleriyle uğraşmayı tercih ettiler. Getirdikleri malzemelerin maket yapımındaki kullanımına ilişkin fikirlerini bana aktardılar. Onlarla karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Örneğin çocuklardan birisi yapacağı maketin gece aydınlatmasını düşünerek evde yaptığı elektrik devresi getirmişti. Bir diğer afacan ise getirdiği ayakkabı kutusunu alışveriş merkezine dönüştürmeyi planlıyordu. Çocuk bahçesi içinde böyle bir tasarımın uygun olup olmayacağını tartıştık. Sonuçta o kutuyu oyun evi olarak değerlendirmeye karar verdi. Gözlem: Grup çalışması yapmaya pek alışkın olmayan çocuklar başlangıçta biraz karmaşa ve grup içinde küçük anlaşmazlıklar yaşadılar. Bazıları anlaşmazlıkları grup içinde çözmek yerine gruptan ayrılmayı istediler. Onları ikna etmeye çalıştım. Ancak, uyum içinde çalışan grupların varlığı ilerleyen derslerde yapacağımız grup çalışması için umut vericiydi. V. BULUŞMA.............................................................................06.01.2004 “Mimarlık Oyunu”nu birlikte yürüttüğümüz Gülderen Hanım’la birlikte geçen haftalarda olduğu gibi yine çocukların sevinç çığlıklarıyla ve alkışlarıyla karşılandık. Bu hafta kil, kürdan, ahşap çubukların yanısıra evden getirdiğimiz atık malzemeleri (tuvalet kağıdı rulosu, file, boş ilaç kutuları, şişe kapakları..) çocuklara dağıtarak, maket yapımına başladık. Özellikle kille ve götürdüğümüz filelerle çalışmak çocukların çok hoşlarına gitmişti. Yapıp bozarak, deneyip yanılarak ortaya çıkan ürünleri işlevleri ve ölçüleri yönünden değerlendirdik. Çocuklarımızın tek tek yaptıkları oyun araçlarını yapacakları maket bütünü içinde değerlendirmeyi hesaplayamadıklarını gözledik. Örneğin; çok uzun bir çubuğun minicik bir destek üzerine oturtulmasıyla tasarlanan tahteravallinin neden yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu nedenle ölçü kavramı üzerinde durduk. Derste fotoğraf çekimleri de yaparak, çocuklarımızın çalışmalarını belgeledik. Ders sonunda ortaya çıkan eserleri toplayıp, yapacakları maket konusunda evlerinde de düşünmelerini isteyerek, bir sonraki derste buluşmak üzere vedalaştık. VI. BULUŞMA...........................................................................13.02.2004 Bu gün Gülderen Hanım’la birlikte sömestr tatilinden sonra yine “Mimarlık Oyunu” için Yasemin Karakaya İlköğretim Okulundaydık. Geçen haftalarda olduğu gibi yine çocukların sevinç çığlıklarıyla ve alkışlarıyla karşılandık. Geçen haftalarda başladığımız maket yapımına bugün de devam ettik. Ancak geçen haftalardan farklı olarak, özellikle ölçek kavramının üzerinde durduk Çocukların yapmak istedikleri oyuncakları boyutlandırmalarına yardımcı olduk. Çocuklar elişi kağıdı, karton, mukavva,bakır tel ve atık malzemeler kullanarak yaptıkları oyuncakları gururla bize göstererek, fikrimizi alıyorlardı. Sınıfta maket yapımı için çocuklar 7-8 grup oluşturmuşlardı. Her grupla ayrı ayrı ilgilenmek gerektiğinden bir kişinin bu çalışmayı tek başına yürütmesi çok zor olurdu diye düşünüyorum. İki kişi olduğumuz halde çocukların sorularına, malzeme taleplerine, tartışmalarına, vs. zorlukla yetişebiliyoruz. Tüm çabamıza rağmen kendileriyle ilgilenilmediğini ve malzeme vermediğimizi düşündükleri için bize kırılan iki öğrencinin gönlünü almak da vardı, bugünkü uğraşlarımız arasında. Ders sonunda ortaya çıkan eserler(!) çocuklar kadar bizleri de gururlandırdı ve okuldan tatlı bir yorgunlukla ayrıldık. VII. BULUŞMA..........................................................................20.02.2004 Bugün çocukların haftalardır sabırsızlıkla bekledikleri Mimarlar Odası gezisini gerçekleştirdik. Bizi odaya götürecek otobüs okulun önüne yanaştığında , çocukların attığı sevinç çığlıklarını duymalıydınız. Çocukların heyecanı ve coşkusunu ve bu nedenle yaptıkları gürültüyü sınıf öğretmenimiz olmasa ben yalnız başıma bastırmakta güçlük çekecektim. Yol boyunca ben sınıf öğretmenimizle sohbet ederken çocukların heyecanlarının giderek arttığını da görebiliyordum. Ah! Nihayet koca otobüsümüz kentin daracık sokaklarında park etmiş arabalar nedeniyle manevra kabiliyeti iyice kısıtlanmış olduğundan, zaman zaman güzergah değiştirerek, Meşrutiyet Caddesine ulaşabildi. Çocuklarla birlikte üst geçidi kullanarak , Konur Sokağa vardığımızda Gülderen hanım bizi bekliyordu. Hep birlikte Mimarlar Odasına yöneldik. 38 çocuğumuzla birlikte 3. kattaki toplantı salonuna girdiğimizde çocukları buraya getirmenin çok da iyi bir fikir olmadığı kanısına vardık. Çocukları susturmak ne mümkün! Herkes bir ağızdan konuşuyor, kimisi acıktığından, kimisi susadığından, kimisi oturacak yer bulamadığından şikayet ediyor. Anlaşıldı ki karınları doymadan onlara bir şey anlatmak mümkün olmayacak. Sandviçler gelip, herkes karnını doyurduktan sonra, Rabia Hanım ve Gülderen Hanım yapacağımız çalışmanın ayrıntılarını biraz güçlükle de olsa çocuklara anlatmayı başardılar. Bu çalışma Konur Sokağı ve Yüksel Caddesini tanımaya yönelik “ne nerede” oyunu. Kroki üzerinde işaretli mekanların ne olduğunu bulmaya çalışacakları bu oyunu çocukların çok seveceğinden emindim. Gülderen Hanım, sınıf öğretmenimiz, çocuklarımız ve Mimarlık öğrencisi iki arkadaşımızla birlikte yapacağımız sokak çalışması için dışarı çıktık. Çocukların mutluluğu, neşesi ve yaptıkları işin önemli olduğuna inanmış çalışma disiplinleri görülmeye değerdi. Kimi ilk kez buraya gelmiş olan ve heyecan içindeki çocuklarımız yaptıkları çalışmayı kırk dakikalık sürede tamamladılar ve okulumuza dönmek üzere bizi bekleyen otobüse bindik. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar içinde çocukları en çok mutlu eden ve 9 yaş grubu için amacına ulaşan en iyi çalışmalardan birisinin bu sokak çalışması olduğunu düşünüyorum. “1000 Mimar 1000 Okulda” Projesini çeşitli okullarda farklı projelerle uygulayan mimar arkadaşlarımızın çalışmalarının bir ayağında projelerine uygun şekilde buna benzer bir dış mekan etkinliğine yer vermelerinin çok yararlı olacağı kanısındayım. VIII. BULUŞMA..........................................................................27.2.2004 Bugünkü dersimizde maket çalışmamıza devam ettik. Götürmüş olduğumuz Yunus Göleti ve Altınpark projeleri üzerinde çocuklara park, yol, çevre ilişkisi üzerinde bilgiler verip, yapacakları maket hakkında fikir sahibi olmalarını sağlamayı amaçladık. Çocuklar elişi kağıdından kesmiş oldukları yolları maket tabanı üzerine yapıştırdılar. Yaptıkları oyuncakları nereye ve nasıl yerleştirecekleri konusunda birbirleriyle fikir alışverişinde bulunarak, kafalarında bir park modeli oluşturdular. Ancak, başlangıçta düşündüğümüz gibi 5-6 maket yapamayacağımızı anladık. Çünkü bu yaş grubuyla maket yapmak çok uğraş gerektiriyor. Her birisiyle birebir ilgilenmek gerekiyor. Çocukların maket bıçağı ve karton kullanarak ortaya bir ürün çıkarmaları için el becerileri yeterince gelişmemiş olduğundan, ortaya çıkan ürünler eğer yardımcı olunmazsa özenli ve düzgün olmuyor. Bu yaş grubundaki çocuklar kil ile çalışmayı çok seviyorlar ancak o çalışmada bile bunu oyun olarak algılayıp, konumuz dışında şekiller yapıp, malzemeyi ziyan ediyorlar. İki üç hafta çocuklara kil götürmüş olmamıza rağmen kil ile yapılan ve maketimize yerleştireceğimiz oyuncak hemen hemen yok gibi. Ancak, tüm zorluğuna karşılık maket çalışmasıyla çocuklara boyut ve ölçek kavramlarını verebildiğimizi üç boyutlu çalışmanın çocukların mimarlığı sanat, bilim, tasarım olarak anlamalarına yardımcı olduğunu düşünüyorum. IX. BULUŞMA...........................................................................05.03.2004 Bugün 9 haftadır yürüttüğümüz “mimarlık oyununu” bitiriyoruz. Çocuklarımıza ve onlarla çalışmanın heyecanına çok alışmıştık. O nedenle bugün yaptığımız işi sonuçlandırmanın mutluluğu ile çocuklardan ayrılmanın hüznünü beraber yaşıyoruz. Onlarla çalışırken sınıfı susturmakta oldukça zorlanmıştık ama onların gürültüsünü bile özleyeceğiz. Bugün çocuklarımız maket üzerine öncelikle yolları işlediler, çimleri yapıştırdılar, yapmış oldukları oyuncakları istedikleri şekilde yerleştirdiler. Havuzumuz, kaydıraklarımız, salıncağımız, araba yarış pistimiz, anne-baba gözlem evimiz, dönme dolabımız maket üzerine yerleşince bütün çocuklarla birlikte bizim de gurur duyduğumuz bir çalışma ortaya çıktı. Bu çalışmanın çocuklara formu ve mekanı, ışığı ve rengi, doluluğu ve boşluğu tanımlamak, mekanı, ölçeği, oranı, doğal ve insan eliyle yapılaşmış çevreyi, göz önüne alarak bütüncül uyum içinde tasarım yapma becerisi verdiği düşünüyorum. Projeyi yürüten biz mimarlara ise çocuklara vermeye çalıştığımız kavramları yeniden gözden geçirme imkanı vermesi yanında çocuklarla birlikte olmanın, üretmenin ve öğretme duygusunun hazzını yaşattığı, Kendi adıma da tüm bunların yanı sıra beni 20 yıldır yabancı olduğum meslek odamla buluşturduğu, çok değerli mimar arkadaşlarımla tanışmama vesile olduğu ve kamuda çalışan bir mimar olmama rağmen tam da bu nedenle uzak kaldığım ama hep özlediğim mesleğime farklı bir pencereden bakmamı sağladığı için .. “1000 Mimar 1000 Okulda” Projesini başlatan “oda” yönetimine ve projede emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum. Başka projelerde buluşmak umudu ve dileğiyle.....
Tweetle
Okunma Sayisi : 22045
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 22.11.2024 - 14:01:56 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |