Kızılay Meydanı Engellilere Kapalı
Insan Haklari Dernegi (IHD) Ankara Subesi'ne üye bir grup, tekerlekli sandalyeye oturtulan yasli vatandasi, tüm denemelerine ragmen Kizilay Meydani'nda yolun karsisina geçiremedi.
Kizilay Is Merkezi önünde toplanarak, ''Kent merkezi yayalarin merkezidir'', ''Kent yasaminin sahipleri yayalardir'' yazili dövizleritasiyan dernek üyelerine, çevredeki vatandaslarda destek verdi.
IHD Ankara Sube Baskani Ender Büyükçulha, burada yaptigi basin açiklamasinda, 3 Ekim'de baslayan uygulamayla, yillardir özgürce yürüdükleri yollarda cam ve beton bariyerler engellenip, ne yapmalarini megafonlarla söyleyen resmi görevlilerle karsilastiklarinisöyledi.
Nedeni ne olursa olsun Kizilay'da yasanan ''akil ve hukuk disi çirkinligin'' yayalarin hak ve özgürlügünün inkari anlamina geldigini savunan Büyükçulha, idarecilerin aldiklari kararlarda kent nüfusunun büyük çogunlugunu olusturan yayalarin menfaatlerini düsünmesi gerektigini kaydetti.
Büyükçulha, ''Kizilay'da gerçeklestirilen düzenlemeyi, temel insan hak ve özgürlüklerine yönelik keyfi ve hukuk disi bir saldiri olarak degerlendiriyor ve derhal son verilmesini istiyoruz'' diye konustu.
Açiklamanin ardindan, IHD üyelerinin yanlarinda getirdikleri tekerlekli sandalyeye yasli bir vatandas oturtularak yolun karsisina geçirilmeye çalisildi. Grubun bu denemesinde karsilastigi ilk engel yol kenarina konulan beton bariyerler oldu.
Daha sonra metroya inmek için aradiklari asansörü bulamayan IHD'liler, bu kez yürüyen merdivenlerin basina gitti. Ancak tekerleklisandalye, tüm çabalara ragmen yürüyen merdivenle asagiya indirilemedi.
Bu denemeleri izleyen yasli bir vatandas, ''Kizilay'i kelepçeleyip zincirleyerek açik hava cezaevi haline getirmek istiyorlar. Ben anayasal hakkimi kullanip, karsiya yürüyerek geçmek istiyorum'' diye konustu.
SES Ankara Sube Baskani ve Fizik Tedavi Uzmani Erkan Sümer de dünyanin hiçbir kent merkezinde bu türden bir uygulamanin görülmeyecegini dile getirerek, ''Bu uygulama insan sagligi ve psikolojisini olumsuz etkiliyor'' dedi.
Denemelerinde basarisiz olan grup, daha sonra tekerlekli sandalyeleriyle birlikte meydandan uzaklasti.
BIR AVUKAT IDARE MAHKEMESINE BASVURDU
Kizilay Meydani'ndaki trafik düzenlemeleri, ''uluslararasi hukuka, anayasa ve yasalara aykiri oldugu'' gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasi için idare mahkemesine tasindi.
Avukat Sedat Vural, Ankara Idare Mahkemesi'ne yaptigi basvuruda, yayalarin Kizilay Meydani'ni kullanmasini engelleyen karar ve uygulamalarin iptaliyle, yürütmenin durdurulmasini istedi.
Vural, yaptigi basvuruda, ''Kizilay gibi kent meydanlarini is ve alisveris merkezi olarak planlanmasinda amacin, insanin kent dokusuylayaya olarak bulusmasi ve insan-kent yabancilasmasinin engellenmesi oldugunu kaydederek, yayalarin yeraltina indirilmesinin kent insanininasagilanmasi anlamina geldigini'' savundu.
Basvuruda, söz konusu uygulamanin Birlesmis Milletler Antlasmasi ve Insan Haklari Evrensel Bildirisi'ndeki temel insan haklari ile anayasanin esitlik ve özgürlük ilkelerine de aykiri oldugu belirtilerek uygulamanin durdurulmasi talep edildi.
(aa)
Ankara trafiğinde eskiye dönülebilir
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, dün başlayan yeni trafik düzenlemesinde aksaklık görülmesi durumunda eskiye dönülebileceğini bildirdi.
Gökçek, Batıkent-Sincan Metro Hattı çalışmaları kapsamında metro hattına döşenen ilk rayın kaynağını yaptıktan sonra soruları yanıtladı.
''Kızılay'daki trafik düzenlemesiyle ilgili halktan herhangi bir tepki aldınız mı?'' sorusu üzerine Gökçek, şu ana kadar herhangi bir tepki almadıklarını belirterek, ''Herhalde bugün bir şeyler yansımaya başlar. Daha yeni olduğu için şu an bir şey söyleyemeyeceğim. Mutlaka belli bir istikamette yolları olan vatandaşlarımız belli bir süre sıkıntı çekecekler. Ama, bir süre sonra zannediyorum, herkes kendi giriş yolunu bulacak'' diye konuştu.
Bu tip yeni yol uygulamalarında ilk 3 gün bazı sıkıntıların yaşanabileceğini anlatan Gökçek, şöyle devam etti:
''Bizim, Kızılay'da böyle bir uygulama yapmamızın amacı Kavaklıdere ve Eskişehir Yolu'ndan gelen trafikteki sıkışmayı ortadan kaldırmaktı. Bu sıkışmayı ortadan kaldırmanın tek yolu da Kızılay'da sola dönüşleri engellemekti. Biz de bunu yaptık.
Daha yapacağımız şeyler var. Mesela Sıhhiye'de iki tane üst geçide ihtiyaç var. Dolayısıyla trafik durmadan akabilsin. Gençlik Parkı'nın orada bir alt geçit yapılacak önümüzdeki sene. Zaman içinde trafikten doğan problemler teker teker halledilecek.''
Gökçek, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün herhangi bir aksaklık görülürse uygulamadan vazgeçileceği yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine, şunları söyledi:
''Kızılay'da yaya trafiğini aşağıya aldık. Yaya trafiğinin geriye dönüşü, yeniden yukarıya alınması sözkonusu değil. Araçlarla ilgili düzenlemelerde aksaklık görülürse elbette eski düzene dönülebilir, ama daha iyi gittiği görülürse bu kalır. Bunlar doğrudan doğruya belli bir tatbikatın yapılmasıyla ortaya çıkar.''
METRO ÜÇÜNCÜ AŞAMA İLK RAY KAYNAĞI AÇILIŞI
Batıkent-Sincan Metro Hattı çalışmaları kapsamında metro hattına döşenen ilk rayın kaynağını yapan Gökçek, yaptığı konuşmada, metro çalışmalarının olanca hızıyla sürdüğünü belirterek, inşaatın yüzde 55'inin tamamlandığını söyledi.
Gökçek, metro hattına İtalya'dan getirilen üst kısmı özel alaşımlı raylar döşeneceğini anlatarak, hattın önümüzdeki yıl hizmete gireceğini kaydetti.
Gündem
Ankara böyle zulüm görmedi
EVET, Ankara böyle zulüm görmedi. Her gün yaya ve araç sahibi yüz binlerce insan, İ. Melih Gökçek'in inat ve ısrarı nedeniyle korkunç bir işkenceye tabi tutuluyor.
Kentin göbeği Kızılay Meydanı. Buraya yayalar için karşıdan karşıya geçmesinler diye beton bariyerler konuldu. Yayalar yerin altına indiriliyor, metro altgeçidinden geçmeye zorlanıyor.
Buradan geçmek için merdivenlerle yerin altına iniyorsunuz. En az 100 metre yürüyüp bir sürü geçitlerden yolu bulursanız, yine merdivenlere tırmanıp yukarı çıkıyorsunuz. Havasız, köstebek yuvası gibi, insanların itiş kakış yürümeye çalıştığı bir dehliz.
Burada bir de mescit açılmış! Cuma günü namaz kalabalığı arasından insanlar yol arıyor.
Hastalar, sakatlar, yaşlılar, görme özürlüler, kucağında çocuk taşıyanlar, çocuk arabasıyla gezenler...
İnsanlar perişan, insanlar sövüyor. Altgeçide girdiğiniz zaman bu uygulamanın nedenini anlıyorsunuz. Her tarafa ekranlar kurulmuş, İ. Melih bunlarda propaganda konuşması yapıyor. Kimse bakmasa da, dinlemese de, önemli olan her gün yüz binlerce yayayı oradan geçirmek.
Ankara'dan Orhan Kılcı yazıyor: ‘‘83 yaşındaki anam merdivene takılıp düştü, başına 8 dikiş atıldı. Bunun sorumlusu kim?’’
Güneydoğu gazisi yazıyor: ‘‘Kuzey Irak'ta mayına basıp iki ayağımı bıraktım. Protezle, koltuk değnekleriyle yürüyorum. İşyerim Kızılay'da. Ben bu merdivenleri nasıl ineceğim, nasıl çıkacağım?’’
Zeynep Berkay yazıyor: ‘‘Özürlüyüm. Arabamla inmek ve çıkmak için her gün tanımadığım insanlara rica ediyorum, beni kucaklayıp taşıyorlar...’’
İş büyüyor. Kızılay esnafı önümüzdeki pazartesi günü kepenk kapayacak.
***
Olayın bir de trafik boyutu var. Yayalar bu işkenceye tabi tutulurken, aynı durum araçlar için geçerli. Kızılay ve Ulus meydanları altüst edildi. Korkunç bir manzara.
Kızılay ve Ulus düğüm oldu. Buraları çökünce bütün Ankara trafiği altüst oldu.
Yayalar tepkili, araç sürücüleri, taksiciler, trafik polisleri, gazeteler, televizyonlar tepkili.
Ankara'da yaşayan milyonlarca insan bu rezaletten nasibini alıyor, tepkiler sayfalardan ve ekranlardan taşıyor ama kimin umurunda!
***
Ankara'da devletin bir ‘‘valisi’’ var! İsmi Yahya Gür. Etliye sütlüye karışmayan, ağırlığı olmayan, konağında rahatça oturan bir protokol valisi.
(Kendisine protokol valisi dediğim için hakkımda ceza davası açtırmıştı. İlk duruşmaya gittim. Ne avukatı gelmişti, ne de beyefendinin kendisi teşrif etmişti. Duruşma 60 saniye sürdü. Savcı beraat istedi, hákim ‘‘Beraat ettiniz’’ dedi, çıktım.)
Vali, bulunduğu ilde devleti temsil eder. Vatandaşın babasıdır, sorunları çözmeye çalışan kimsedir. Bizim Ankara valisi ise ortalıkta hiç yoktur. Onu havaalanında devlet büyüklerini karşılayıp uğurlarken görürsünüz!
Başkentte Kızılay ve Ulus meydanları durup dururken altüst edilmiş. Yayalar ve araçlar her gün özellikle kalabalık saatlerde işkence çekiyor, zaman kaybediyor, trafik felç, insanlar sinir krizleri geçiriyor, Bay Vali ile Belediye Başkanı yok.
Bu ikili birbirleriyle pek uyum içerisinde! Bay Vali İ. Melih Gökçek'in bir dediğini iki etmiyor, şu tabloya göz yumuyor.
‘‘Yapılanlar doğrudur’’ diyemediği gibi, ‘‘yanlıştır’’ da diyemiyor. Herhalde düşünüyor ya da bilmediği için karar veremiyor!
Bir gün zahmet edip özellikle sabah ve akşam saatlerinde Kızılay ve Ulus'a gidip olanları görseler!
Çekilen çile az buz değil, Ankara'da yaşayan milyonlarca insanı doğrudan ilgilendiriyor.
Sakatlar, yaşlılar, çocuklular, hastalar, köstebek yuvasına sevk edilip ekranlardan İ. Melih propangandasına tabi tutuluyor. Araç sürücüleriyle içindekiler felç edilen trafikte şehir turu atmaya zorlanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti işte böyle yönetiliyor.
Ankara Ankara olalı böyle zulüm görmedi
Kızılay'da sola dönüş yasağı kaldırıldı
Başkent'te Kızılay Kavşağı'nda araçların sola dönüş yasağı kaldırıldı. Ankara Valiliği İl Trafik Komisyonu'nun, Vali Yahya Gür Başkanlığı'nda yapılan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de katıldığı toplantısında, Kızılay Kavşağı'nda eskiden olduğu gibi araçların sola dönüş yapabilmesi, yaya geçitlerinin ise metro altgeçitlerinden devam etmesi kararlaştırıldı
HİÇBİRİNDEN SES YOK
Medya birkaç günden bu yana Ankara'da cumartesi günü oynanan referandum komedisini eleştiriyor. Bu rezaleti köşe yazarları yazıyor, haberlerde manşet oluyor.
Fakat ne acıdır ki, bu yasa tanımazlığa göz yuman Ankara Valisi suspus olmuş, ağzını bıçak açmıyor. YSK Başkanı Tufan Algan bu rezalet için önce 300 şişe seçim boyası vermiş, sonra geri almak zorunda kalmış. Gözünün önünde sergilenen hukuksuzluk ve yasa tanımazlık konusunda ses veremiyor.
Adamlar belediye depolarında bulunan seçim sandıklarını bile izinsiz çıkarıp kullandılar. Mahkeme kararları paspas gibi çiğnendi. Ortada açık suç var, Tufan Algan yine ağzını açamıyor.
Adamlar kamunun otobüsleriyle Kızılay'a bindirilmiş kıta sevkıyatı yaptılar, 7 yaşındaki çocuklara oy (!) verdirdiler.
Adalet Bakanı bile bu oyuna alet oldu, gidip oy (!) kullandı!
AKP Meclis Grup Başkanvekili Salih Kapusuz dünkü sözleriyle bu uygulamayı eleştiriyor, ‘‘Belediyelerin referandum yapma yetkisi yoktur’’ diyor.
Devletin başkentinde bir komedi oynanmış, hukuksuzluk sergilenmiş. Bu durum belgelerle, mahkeme kararlarıyla, görüntülerle, haberlerle kanıtlanmış.
Fakat Adalet Bakanı, YSK Başkanı ve Ankara Valisi susuyor.
Particilik ve olanları görmezden gelip susmak YSK'ya, valiliğe kadar sıçramış. Hayret bir şey ama bu kadarı çok ayıp. Hem de çok yazık.