Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
27 Eylül 2016 Mimarlar ve akademisyenler alan yönetimini masaya yatırdı Mimarlar Odası Ankara Şubesi, doğal ve kültürel değerlerin korunmasında büyük katkılar sunmuş olan mimar Emre Madran’ın aramızdan ayrılışının üçüncü yıl dönümünde, Emre Madran Anısına Edep Yahu Buluşmalarının üçüncüsünü gerçekleştirdi. Etkinlik kapsamında Yasal-Yönetsel Süreç, Yönetim Planının Hazırlanması, Alanın Yönetimi ile Alanda Sivil Toplumun Rolü ve Değerlendirme/ Tartışma başlıklarında dört oturum düzenlendi. Birinci oturumunda Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Müge Bahçeci’nin "Ören Yerlerinin Gelişimi, Planlaması ve Korunmasında Yasal ve Yönetsel Süreç" hakkında, Kars Koruma Kurulu Üyesi olan Faruk Soydemir ise"Yasal Yönetsel Süreçte Deneyimler" hakkında sunumlar yaptı.
SİT kavramının içi boşaltıldı Bahçeci sunumunda, Emre Madran’ın koruma alanında yaptığı çalışmaları anlatarak alan yönetiminin ilk temellerinin Emre Madran’ın çalışmalarıyla atıldığını söyledi. Türkiye’de ilk olarak koruma ve gelişme planı yapılmış, yönetim planı hazırlanmış ilk çalışma için Pamukkale'nin Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesi çalışmalarının 1990’larda Emre Madran’ın çalışmalarıyla başladığını da belirten Bahçeci, Emre Madran ve ekibinin bu çalışmaları sayesinde Pamukkale Koruma Planı'nın hayata geçirildiğini ve Pamukkale'nin Yönetim Planı hazırlanan ilk yer olduğunu da bildirdi. Madran’ın sözlerine de atıfta bulunan Bahçeci günümüzde SİT kavramının içinin boşaltıldığını da bahisle, SİT’i doyurucu, bilimsel gerçekler üzerine inşa edilmesi gerektiğini de vurguladı. Halkın katılımı çok önemli Kars Koruma Kurulu Üyesi Faruk Soydemir ise sunumunda, Madran’ı tanımaktan ve birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, yönetim planın amacının kültürel ve tarihi varlıkları kimlikli bir şekilde gelecek kuşaklara aktarmak olduğunu söyledi. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Ani Ören Yeri’nde çalışmaların yönetim planı çerçevesinde devam ettiğini bildiren Soydemir, Ani Ören Yeri Yerleşim Planı hakkında ve içindeki tarihi yapılara ve kiliselere ilişkin bilgiler verdi. Soydemir, alan yönetiminde halkın katılımının çok önemli olduğuna işaret etti. Yönetim Planının Hazırlanması ve Alanın Yönetimi konulu ikinci oturumunda ise, Oturumda Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. Neriman Şahin Güçhan/ "Komagene –Nemrut Yönetim Planı"hakkında Kommagene Nemrut Alan Başkanı Onur Yıldız/ "Nemrut Alan Yönetimi" hakkında, Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli/ "Çatalhöyük Neolitik Kenti" başlığında Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Alan Yönetimi Başkanı Nevin Soyukaya ise "Diyarbakır UNESCO Süreci Yıkım ve Tahribatlar" konularında sunumlar gerçekleştirdi. Nemrut arkeolojik olarak büyük önem taşıyor Oturumda Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Neriman Şahin Güçhan Kommagene Nemrut Koruma Geliştirme Programı hakkında bilgi verdi. Rüçhan, Kommagene Krallığı'na ait devasa kral ve tanrı heykellerinin bulunduğu, dünyanın 8. harikası olarak kabul edilen Adıyaman'ın Kahta İlçesi'nde bulunan 2 bin 206 metre yükseklikteki Nemrut Dağı’nın arkeolojik olarak çok önemli olduğunu söyledi. Güçhan, Adıyaman’ın 2006 yılı raporlarına göre en az gelişmiş iller içinde olduğunu, Atatürk barajıyla tarım topraklarının yüzde 80’ini kaybettiğini belirtirken, Adıyaman için tek kurtuluşun Nemrut Dağı, Kommagene tarihi olduğunu vurguladı.
Güçhan, Kommagene Kralı Antiokus’un Mezarının içinde bulunduğu ve dünyanın en yüksek açık hava müzesi olarak da adlandırılan Nemrut Dağı’nın 1987 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alındığını ve 1988 yılında da Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Park olarak ilan edildiğini hatırlattı. Nemrut Yönetim Planı hakkında Kommagene Nemrut Alan Başkanı Onur Yıldız da, Nemrut Yönetim Planı’na ilişkin bilgi verirken, planı hazırlarken karşılaştıkları zorlukları ve engelleri sıraladı. İlgili mevzuat uyarınca devam eden Kommagene Nemrut Yönetim Planı çalışmaları kapsamında 2013 yılında Kommagene Nemrut Alan Başkanı olarak görevlendirildiğini belirten Yıldız, alan başkanlığı sürecinin kurumsallaşması sürecini anlattı. Yıldız, 2006 -2014 yılları arasında hazırlanan alt projelerden kaç tanesi yapılıp yapılmadığına ilişkin ve ne durumda olduklarına dair bilgilendirme yaparken, Sanayi Bakanlığı AB Türkiye delegasyonuyla birlikte yürüttükleri proje hakkında da bilgi verdi. Çatalhöyük en eski miras alanlarından biri Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli, Çatalhöyük Neolitik Kenti ve alanda yapılan arkeolojik kazılar hakkında sunum yaptı. Benli, Konya'nın Çumra ilçesinde, neolitik dönemde 8 bin kişinin bir araya gelerek kent kurduğu Çatalhöyük'ün, dünyada insanoğlunun ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu kabul edildiğini belirterek, Çatalhöyük’ün 1960'lı yıllarda İngiliz Arkeolog James Mellaart ve ekibi tarafından keşfedildiğini bildirdi.
Neolitik dönemi yansıtan Çatalhöyük, UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ndeki en eski ve en önemli kültürel miras alanlarından biri olduğunu ifade eden Benli, Konya’nın Çumra İlçesi yakınlarındaki 9 bin yıllık yerleşim yeri Çatalhöyük’te yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan malzemeleri sıraladı. "7 bin yıllık kültür yok edildi" Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Alan Yönetimi Başkanı Nevin Soyukaya ise Diyarbakır UNESCO Süreci Yıkım ve Tahribatlar konularında sunum gerçekleştirdi. Sur içinin ender alanlardan birisi olduğuna dikkat çeken Soyukaya, 7 bin yıllık bir kültürün yok edildiğini söyledi. Soyukaya sözlerine şöyle devam etti: “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındı. Sur içi 15 mahalleden oluşuyor. Sur içinde anıtsal 147, 452’si sivil olmak üzere 599 tescilli yapı olduğunu ancak sokağa çıkma yasaklarıyla kentin abluka altına alınmasının ardından koruma kurulu kararı dahi olmadan birçoğunu yıkıldı. Alanda iş makineleriyle çok ciddi tahribatlar yaptılar, durdurulması başvurularımız dahi dikkate alınmadı. Binlerce yıldır kesintisiz yaşam sürdüren kent dümdüz edildi. Alana hiçbir şekilde sokulmadık. Diyarbakır Belediyesi olarak gerek uydu fotoğraflarıyla gerek basındaki fotoğraflarla alanı çok sıkı takip ettik. 22 bin kişi kendi şehrinde mülteci konumuna düşürüldü. Kent savaş alanına döndü, koca bir şehir yok ediliyor. Yıkım durmadı ve devam ediyor. Ağustos 2016 uydu fotoğrafına 20 hektarlık bölümünün tamamı yıkıldığı görülüyor. Mayıs 2016 itibariyle toplamda 832 yapının tamamen yıkılmış olduğunu ve 257 yapının da hasar görmüş olduğunu tespit ettik.” "Kendi topraklarımızda sözümüz olmalı" Alanda Sivil Toplumun rolü oturumunda ise Doç. Dr. Gül Köksal, kültürel ve doğal varlıkların yaşatılmasında sivil örgütlenme deneyimleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Yerel Ekonomiyi Güçlendirme Daire Başkanı Necati Prinçcioğlu ise UNESCO sürecinde sivil toplum örgütlerinin rolü konularında konuşmalar yaptı. Doç. Dr. Gül Köksal, kamusal alan kent hakkı konusundaki gelir adaletsizliğine ilişkin vurgu yaparken, modernitenin kalıplarının aslında içinde kendi çözümü üretimi veya tamamen yabancı yerde yaşamasını sorun olarak görmediğini belirtti.
Alan yönetiminde yerelde çözüm üretmenin önemli olduğuna belirten Köksal, “Alan yönetiminde aktif olan kişilerin yerelde de aktif olması çok önemli. Yerel insanın gelenekten gelen bilginin çağdaş bir şekilde değerlendirilmesi bir miktar oturtup bakmaya ihtiyaç var. Her ne olursa olsun kazanımlar var, yokluklara imkansızlıklara rağmen bir şeyler yapabiliyor olmamız bizim ne kadar güçlü olduğumuzu gösteriyor” dedi. Köksal, “UNESCO Karşı Forumu’nda tartıştıkları konuları da anlatarak, artık miras dememeyi öğrendim kültürel ve doğal varlık diyorum. Daha geniş paylaşımcı daha bize değen durumları geliştirmeliyiz. Ülkenin ve dünyanın gidişatı üzerine kurumsal bilgiler ve kendi topraklarımızda sözü üretiyor olmalıyız” diye konuştu. UNESCO bir kent yok edilirken neden ses çıkarmadı? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Yerel Ekonomiyi Güçlendirme Daire Başkanı Necati Pirinçcioğlu, Diyarbakır’a ait kültürel ve tarihi değerlerin korunmasında UNESCO sürecini değerlendirerek, “UNESCO araçtı, amaç değildi. Biz Diyarbakır’ı UNESCO için korumadık. UNESCO bir kent yok edilirken neden ses çıkarmıyor? Suriçi’nde ne kaybettiğimizi bilirken, tarihi çok fazla yapının olduğu Nusaybin ve Cizre’de ne kaybettiğimizi dahi bilmiyoruz” dedi Dördüncü oturumda ise ODTÜ Öğretim Üyesi Doç.Dr. Güliz Bilgin Altınöz, Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Özkut ve Mudurnu Alan Başkanı Ege Yıldırım Alan Yönetimi süreçlerini değerlendirerek tartışmaya açtı. Doç.Dr. Güliz Bilgin Altınöz, Deniz Özkut ve Ege Yıldırım ülke varlık değerlerinin korunması ve geleceğe aktarılması konularının bilimsel , teknik ve kamusal dokusu ile birlikte ele alınmasının toplumsal bilincin artırılmasında büyük önem taşıdığını söyledi. Akademisyenler yerelin katkısının yadsınamayacak kadar büyük olduğu gerçeği üzerinden Emre Madran Anması 3. Etkinliğinde konuşmacı olarak katılarak bilgi ve deneyimlerini paylaşan tüm konuşmacıların son derece aydınlatıcı, uyarıcı ve bilgi aktarıcı olduğunu vurguladı. Basın ödülleri açıklandı Oturumların ardında Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından bu yıl dört dalda ilk kez verilmesi kararı alınan "Koruma Alanında Emre Madran Basın Ödülleri" açıklandı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, etkinliğin ardından kent ve koruma alanında yayın ve yazıları ile Emre Madran Basın Ödülü’ne değer görülen radyo, tv, gazete ve internet haberciliğinde kişi ve kurumları açıkladı. Osmanpaşaoğlu, "Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin toplumsal ve kamusal tüm mücadelelerinde kamu varlıklarının korunması yönünde yapılan tüm fikri takiplerde yaptığımız çalışmaları halka buluşturan, haberleriyle mücadeleye destek olan basın emekçilerine teşekkür ediyoruz" dedi, Osmanpaşaoğlu, yazılı basın dalında Sözcü Gazetesi fotomuhabiri Yavuz Alatan'ın, televizyon haberciliği dalında ''Kent ve Yaşam Programı'' ile Ulusal Kanal’dan Osman Güdü'nün, internet haberciliği dalında Bianet Muhabiri Nilay Vardar'ın ve radyo haberciliği dalında "Güne Merhaba programı ile Özgür Radyo'dan Nergiz Demirkaya'nın ödüle layık görüldüğünü bildirdi. Osmanpaşaoğlu, 3 Ekim Dünya Mimarlık günü açılışında sahiplerine düzenlene törenle teslim edileceğini söyledi. Emre Madran’ın hayatını konu alan belgesel gösterimiyle devam eden etkinlikte, Emre Madran’ın oğlu Orçun Madran da konuşma yaptı. Orçun Madran Mimarlar Odası Ankara Şubesi'ne böylesi bir anma programı düzenledikleri için teşekkür etti. Etkinliği Kentinsesi.tv den izleyebilirsiniz TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Tweetle
Okunma Sayisi : 4830
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 21.11.2024 - 12:57:08 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |