Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
20 Eylül 2003 15:15 – 16:45 arama toplantısı (“flipchart” sayfaları dökümü) Faruk- İmar ve şehirleşme ve Yerel yönetimler konularında yoğunlaşan bülten sayıları hazırlanıyor. Bu toplantının amacı, · Mimarlar Odası (Ank Şb.)’nın bir kent programı çıkartması ve bu programın, Adayların ve seçmenlerin yapacağı tartışmanın yönlendiricisi/ yol göstericisi olabilmesi ve diğer yan ürünleri üretebilmesi, · Yakın bir süre içinde yeniden güncel hale gelmesi beklenen imar ve şehirleşme, yerel yönetimler yasalarıyla ilgili tartışmalara hazırlıklı olabilmek, · “Yaşasın Kentler” buluşmasının hazırlıklarında, tartışmaların hem yarışmacılara, hem de bu programda çalışacaklara yararlı olmasını sağlamak. biçiminde özetlenebilir. Mehmet Adam- WALD bir dokümanında “kırılgan kentler” deyimini kullanmıştı. Kentler kırılgan, çünkü, sanayileşme, çevre tahribatı ve insanların birbirinden ayrılması vb. gibi sorunlar giderek büyüdü. Bu tür sorunlarla baş edebilmek için yapılması gereken, küçük topluluklara/ cemaatlere yönelmektir. Sait- Bu, “fili tarif etmek” ve bu tarifleri birleştirmek gibi bir toplantı, bir açılış toplantısı olduğu için, kendi tariflerimizle başlayabiliriz. “Kentler” genel olarak ele alınabilir, ama, “Ankara”yı özel olarak ele almak daha yarlı bir yaklaşım olacak. Ankara, hayatiyetini kaybediyor. Artık 1970’lerdeki Ankara değil. Entellektüellerini, sanatkarlarını kaybediyor. Bunda, Yerel yönetimlerin “yönetimsizliği” de etkili. Düşündüklerimizi, eleştirilerimizi, öngörülerimizi ortaya koymalıyız. Bunu yaparken, “mesaj taşıyıcı sloganlar” bulmalıyız. “Aydınlık Ankara” böyle bir slogan olabilir. Aydınlık, hem fiziki anlamda aydınlık sokaklar ve ışıklandırılmış bir kent, hem de, Kültürel faaliyetleri bakımından gelişkin bir Ankara’yı anlatıyor. Bugün, Ankara’nın Kütüphaneleri kullanılamaz, Sergi- kültür merkezleri kullanılamaz ve erişilemez, Konser salonu, Opera- bale salonu inşaatları yıllardır ilerlemez, vb bir kent halindedir. Bunların artık İmar Bakanlığı eliyle yapılamayacağını görmek gerekiyor. Bu işlevler belki yerel yönetimler eliyle yapılabilir. Yapı Fuarları kaç yıldır açılıyor Ankara’da. Ama bu Fuarı MİMARLIK’ı tartışmak için kullanamadık. Kentin kültürel imkanlarının geliştirilmesi gerek. Ankara’yı çevresindeki kentler için de bir çekim merkezi haline getirmek gerekiyor. Mehmet Adam- “Ne İstediğimizi Biliyoruz” broşürü, bu tür bir çalışma için örnek olabilir. Güven Erkan- 2020’de olduğumuzu düşünelim. O yıl, “2003 yılı kentleşme sorunları bakımından bir kırılma yılıdır” diyebilmemiz için, şimdi neler yapabiliriz diye yanıt arayalım. “Şehirleşme, imar kavramları seçim, vb.” nasıl ele alınacak? Soru: “Kötü şehirleşmeyi nasıl düzeltebileceğiz?” Yapılmış çevreler sorun alanımız. Yapılmış çevrenin mimarlık sorununu nasıl ele alacağız? Ulaşım problemini nasıl ele alacağız? ATO Projesi nedir, nasıl ele alınmalıdır? vb. Bütün bu soruları ele alırken bilgiye ihtiyacımız var, bilgilenmemiz eksik. Arda- Böyle bir program olsa bile bunu, Adaylara, Seçmenlere nasıl kabul ettireceğiz? Halkın bilinçlenmesi için ne yapacağız. Halk giderek daha kayıtsız davranıyor. Hukuk sistemi de hak arayabilmek bakımından elverişli değil, Biz ise tartışmaları “Bülten”lerde yürütüyoruz. Bültenin içinde kalıyor tartışma. Sait-“Umutsuzluk” üzerine: bu kentlerin başarılı olduğu yönler de var. Biz başarının rayının üzerine oturması için tartışıyoruz. “Bilgisizlik/ bilgi eksikliği” üzerine: Bildiklerimizle de yola çıkabiliriz. 2020 yılından geriye doğru bakarak, “2003’ün dönüşüm yılı olabilmesi için bugünden ne yapabiliriz?” sorusu ile başlamak ilginç bir yaklaşım olabilir. “Katılım” konusunda; Diğer kentlerde İl Koordinasyon Kurulları çalışıyor, Kent Meclisleri var, Yerel Gündem 21’ler (YG21)var. Bunlar, seçilmişler ve atanmışlarla toplumun tartışma yapabildiği ortamlar. Ankara’da bunlar bulunmuyor. Faruk- Yenimahalle ve Çankaya Belediyelerinde Kent Kurultayı YG21 gibi uygulamalar var. Ama Büyükşehir Belediyesi bu tür kurulları işletmiyor. Biz kentlilerin tartışacağı konuları belirlemek istiyoruz. Medya çalışanlarının, adaylarla yapacağı görüşmelerde kendi sorularını formüle etmesine yardımcı olmak istiyoruz. Bu sorular öyle olmalı ki, belediye başkanı, kentli, medya mensubu, taksici vb.... arasına konulabilmeli. Bir program oluşturmalıyız; bütün taksiciler, bütün öğrenciler, vb bu programdan yararlanmalı. Sait- Kentin “kaybediyor” olmasından zarar gören örgütler/ firmalar vb de bu programın finanse edilmesine katılmalı. Programın finansmanına katılacak yandaşlarını da bulmalıyız. Bu, “mimarların fantezisi” olmamalı. Sedvan- “Public” (kamusal) alanı nasıl düzenleyebiliriz? Bu düzenlemeyi sadece dışına/ kabuğuna (mimarisine) bakarak değil, içine de bakarak nasıl ele alabiliriz? Özel mülkiyette bile olsa, onu daha etkin nasıl kullanabiliriz? Katlı kavşaklar, Aydınlatma, Toplanma alanları, Kaldırım kaplamaları, Kaldırımdaki büfeler vb. bunlar küçük ölçekli olabilir ama önemli problemler. Bunlarla ilgili konularda daha fazla konsültasyona/ bilgiye ihtiyaç var. Bu konuların bize/ topluma sorulmasının yolları açılmalı. Kamusal gibi duran ama demir parmaklıklarla kapalı yerler var, bunlar ne olacak? Nuray- Belediye meclislerinin toplantılarına Oda yöneticileri katılabiliyor mu? Geçen dönem yaptığım bir araştırmaya göre, belediye meclislerinde mimarlar yer almıyor. Bunu talep edebiliriz. Eğer böyle olmasa, süreçten sonra müdahale edebiliyoruz. Katılırsak bilgi de alabiliriz. Arda- Eskiden “tüketici hakları” savunuluyordu. Benzer bir fonksiyonu, Mimarlar Odası yerine getiremez mi? Kaçak yapılaşma, kaçak otopark, ağaç kesimi vb. konularında Mimarla Odasına başvurulamaz mı? Halk kendine verilmeyen bir hakkı savunamıyor. Önünde bir (mekan/ yaşam kalitesi açısından) örnek yok. Bir pilot bölge/ sokak seçsek, orayı böyle bir örnek haline getiremez miyiz? Sait- Kente mimar olarak nasıl bir katkıda bulunuyoruz? Ankara Kültür Merkezi örneği ele alındığında, neredeyse 50 mimarın bu olaya katkısı var, yarışma da olsa, tartışma dar bir meslek çerçevesi içinde olup- bitiyor. Projelendirme süreci nasıl katılımcı hale getirilebilir? Bu arayış, Mimarlar Odası’nın katkı alanı olabilir. Belediyelerle hep yaptığı işler nedeniyle takışıyoruz. Oysa, daha çok yapmadığı işle için takışmalıyız. Kentin yeniden canlandırılması için, kentin ekonomisiyle ilişkilenen, ve müttefiklerini bulan bir çalışmaya ihtiyacımız var. .... Slogan, “kenti yeniden kazanmak” olabilir. Bunun için bir an önce somut şeyler yapmalıyız. Gözdem- Sloganı kampanyaya dönüştürüp, Mimarlar Odası da seçime giriyormuş gibi hazırlanmalıyız. Onur- Sloganın yanına projesini de koymalıyız. “Yaşasın Kentler” de ortaya çıkacak düşünceleri birleştirerek kullanmalıyız. Eser- Halkın gündeminde yer alan konular, sadece, Kendi çıkarları bakımından zarara uğradığı konular. (Ulus kavşağı ile ilgili sorunda Ulus esnafının yaptığı gibi) bu konularda bilgilenmeleri sağlandıkça, karşı koyuşu da güçleniyor. İlgilerimizi yerel/ noktasal olarak belirlemeli, ve toplumun tepkisini göstermesine yardımcı olmalıyız. Sait- Bu toplantıların davamı için bir strateji belgesi hazırlansın, bunu görelim ve tartışmaya onun üzerinden devam edelim. Nuray- Oda, TSE’nin kentle ilgili standartlarını toplasın ve bize de bunu bildirsin ki, zamanında karşı çıkışlar yapabilelim.
Tweetle
Okunma Sayisi : 5290
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 22.11.2024 - 14:01:56 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |