Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
Mimarlar Odası’ndan Kurul Kararı’na tepki Mimarlar Odası Ankara Şubesi bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında koruma kurulunun, AOÇ’deki Bira Fabrikasını da içine alan Büyükşehir Belediyesi’nin plan değişikliğine onay veren karara tepkiliydi. Oda yöneticileri kararın altında imzası olanlara yargı yolunu işaret etti. Toplantıya, Makine Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ercüment Şahin Çervatoğlu ve İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Özer Akkuş,’da katıldı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan Koruma Kurulu’nun tüm kararlarını yakından takip ettiklerini ve önemsediklerini belirterek karar tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Uzun süredir kurul kararlarını takip ediyoruz, Koruma kurulu AOÇ üzerine aldığı kararla doğal sit alanının kaldırılmasında sakınca yoktura getirerek, bu çerçevede Çevre Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yazıyor. Onlara bir anlamda pas atıyor. Bununla ilgili hukuki süreci başlatacağız, içlerinde bizim de meslektaşlarımız ve arkadaşlarımız var, görevlerini kötüye kullandıkları için bunlar hakkında da iç hukukumuzu işleteceğiz. Özellikle Kültür Bakanlığı’nda görev yapan arkadaşlarımızın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile neredeyse işbirliği yaparak bu kararı alması; bir deyim vardır körler ve sağırlar birbirini ağırlar misali bir yaklaşım. Bilirkişi raporu çok önemli, Koruma kurulları bilimsel kurullar olması gerekiyor ama bilimsellikten uzak karar alıyorlar, yangından mal kaçırır gibi hareket etmemelerini öneriyoruz kendilerine, bu sorumluluğun altından kalkamazlar” Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan ise “ Candan, AOÇ’de kurulun kararı ile başlayan süreci soğuk savaş sürecine benzetti: “ Hükümet tarafından AOÇ talanı soğuk savaş sürecine dönüştürüldü. AOÇ için muhalefet genişledikçe, toplum sahiplendikçe arkasından bir hamleyle bir talan kararı çıkartılıyor, bir tahsis yapılıyor. Başkent Dayanışması olarak Cuma günü Başbakanlık Hizmet Binasını mühürleme eylemi gerçekleştirildi. Hemen iki gün sonra tabiat varlıkları Koruma Kurulu 1.Derece Doğal Sit derecesini kaldırıyor, yapılaşmaya açıyor.. Bazı gazetelerde de AOÇ konusunda hükümetin kalemşorluğunu yapıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda da İnönü döneminde talanın başladığına dair yazılar çıktı. Bu gerçekçi değil. Çiftlik, 1925 kuruluşunda Orman Çiftliği olarak kuruluyor, Atatürk Orman Çiftliği değil. 1937 de hazineye devrediliyor. 7 ay hazine ne yapacağına karar veremiyor. 7 ay sonra karar alıyor. İnönü döneminde de hazinede tapusu kalmak kaydıyla amacına aykırı kullanılmamak üzere, bira fabrikası gibi alanlar inhisarlar genel müdürlüğüne devrediliyor. AKP geçmişe referans vererek AOÇ’de yaptığı talanı gizleyemez. “Koruma Kurulu aklını başına almalıdır” Candan, 1983 yılından sonra AOÇ’deki talanın boyutunun değiştiğini söyleyerek şunları dile getirdi: “1983’ten sonra devir kalktı ama talan başka bir boyuta geçti, tahsis yoluyla talan yapılmaya başladı. Gazi Üniversitesi, Milli Savunma Bakanlığı’na, muhtelif şahıslara kurumlara tahsis yoluyla AOÇ arazisi verildi. 2006 yılında Büyükşehir Belediyesi’ne geçtikten sonra belediye dav açtığımız ve bilirkişi raporu lehimize gelen koruma amaçlı nazım imar planına göre, hükümeti de yanına alarak sürekli tahsisi yoluyla talana başladı. AOÇ arazisini kulüplere, camiye, meclise tahsis ediyor.AOÇ’de talanın olmadığı gün yok neredeyse.Bu ülkeyi yönetenlere, belediyeyi yönetenlere daha sağlıklı düşünmelerini öneriyoruz. Koruma Kurulu’nu da buna uydurdular. Koruma Kurullarını alıyorlar Orlando’ya götürüyorlar Disneyland’ı yapacak olan firmanın bütçesinden mi götürülüyor, Belediye’nin bütçesinden mi götürülüyor bilmiyoruz. Koruma Kurulu Orlando’ya gidecek kaç gün kalacaksa her birine verilecek harcırahı açıklamaları gerekiyor kimin bütçesinden vereceklerini şeffaf bir şekilde açıklasınlar. Koruma Kurulları ne hükümetin ne de Büyükşehir Belediyesi’nin oyuncağı olmamalı , akıllarını başlarına alsınlar” Candan, kararın altında imza atan mimarları istifaya davet edeceklerini, istifa etmezlerse kendi iç hukuk süreçlerini başlatacaklarını belirterek ayrıca karara imza atan koruma kurulu üyelerinin her biri içinde suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. “Akün Sahnesi için mücadele başlatacağız” Yeni Sahne için’de TOBAV ile mücadele yürüttüklerini hatırlatan Hakkan Akün Sahnesi’ni el değiştirecek olmasını kent kültüründe bir kayıp olarak nitelendirdi. Hakkan: “ Akün sinemasının olduğu bina satışa çıkmasını üzüntüyle karşıladık. Sahne, özgün bir yapı, 1975 yılında yapılmış iki önemli salona sahip, kent kimliğine değer katan yapılardan, el değiştiriyor ama el değiştirse de bu alanları yaşatmak gerektiğini tavsiye edebiliriz satın alacak olanlara. Ankara kültür sanat yoksunu bir kent iken bunları bir bir kaybetmek bizim açımızdan üzücü. TOBAV’la birlikte mekânların sürdürülebilir olması için gerekli mücadeleyi yürüteceğiz.” dedi. Candan Akün Sahnesi’nin “ 1968 yılında Emek İnşaat tarafından yapılıyor. İki tarafdan girşi var. Şinasi Sahnesi bir taraftan Akün sinemasının olduğu yerden .Akün Sahnesi’nin ve Şinasi sahnesinin ihaleyle satışa çıkması, Cumhuriyet dönemi mimarisi üzerine ciddi bir saldırı olduğunu gösteriyor. Özellikle Atatürk Bulvarı üzerinde Büyük Sinema ile Akün sahnesi arasında bir kültür aksı vardır. Büyük Sinema gelinlikçilerin olduğu bir çarşıya dönüştü, Akün Sineması ise 2002 yılında sinema kapandığında, Devlet Tiyatroları da orayı alarak Akün Sahnesine dönüştürmüştü. Şinasi’nin de bir geleneği vardır , Çğadaş sahne olarak Ankaralılara hizmet vermiştir. 1980 öncesi toplumsal içerikli filmlerin oynandığı bir sahnedir. İki sahne kamu elinden çıkarılıp özel sektöre devrediliyor. Bu süreçte binanın , ne işlevde kullanılacağını bilmiyoruz. Bu şu anlama geliyor ki Devlet elini sanattan çekiyor. Bu çok tehlikeli bir durum eğer bir toplumun hayatında sanat yoksa o toplum totaliter olmaya mahkûmdur, çünkü; sanat sizi özgürleştirir, yazarsınız çizersiniz, filminizi çekersiniz derdinizi anlatırsınız sanatla. Hükümet kendisine karşı çıkmayan, ses çıkarmayan, sanatı olmayan bir ortam yaratmaya çalışıyor” dedi. Candan iki yapının modern mimarinin örneklerinden olduğunu vurgulayarak, “ Mimarları Adnan Yücel ve Adnan Unaran çok değerli iki insan,İkisi de Cumhuriyet’in yapı çevre ilişkisini koordine eden, o dönemin aydınlık geleceğine imza koymuş mimarlardandır. . Ayrıca sahnenin ilk yapılışı Lale sitesi ve Lale Sineması olarak geçiyor, bunu da kimlik ve kent kültürü açısından anmak gerekir diye düşünüyorum” dedi. “Protesto edilmeli” Eymir’de TAPDK’nın içkiyi yasaklamasına da değinen Hakkan “ Beklenmedik bir şey değil, Başbakan her şeye karar veriyor, insanların kaç çocuk doğuracağına da karar veriyor, yiyeceği ekmekten, içeceği suya kadar karar veriyor. Orası tek başına üniversitenin kullanım alanı değil, kamusal bir alan. Protesto edilmesi gereken bir karar, Belki ODTÜ ile ve oradaki ticari işletmelerle de yüksek ses çıkarmak gerekir diye düşünüyorum” “İçki yasağını tahmin etmiştik” Candan ise içki yasağını tahmin ettiklerini ve şaşırmadıklarını söyledi. Candan “AKP’nin Stratejik bir hamlesi bu. Muhafazakar seçmenini saflaştırmak isteyen bir hamle. ODTÜ’nün geçtiğimiz günlerdeki direnişine karşı ODTÜ’de alkol yasağı getirebileceğini, oradaki akademisyenlerle konuşmuştuk, tahmin etmiştik. Kent merkezinde de alkol alınmayan tek bir ülke görmüştüm Suriye’ydi. Suriye’yi diktatör olarak değerlendiriyorlar ya Suriye’de kent merkezinde alkol alınamıyordu. Suriyedekiler ne kadar diktatörse, Tayyip Erdoğan’ın hükümeti de o kadar diktatör. Bir insan alkol alıp almayacağına kendi özgür iradesi ile karar verir. Hükümetin bu tavrını yaşam alanlarımıza doğrudan müdahale olarak görüyoruz, doğru bulmuyoruz. Kimse kimin ne içip ne içmeyeceğine karışmasın. Kendisinin içmemesine nasıl saygı duyuluyorsa kendisi de içen insanlara saygı duymalıdır.” Şeklinde konuştu. Metin Lokumcu’ya anıt mezar yapılacak Hakkan Hopa’da polisin biber gazı ile saldırısı sonucu yaşamını yitiren Metin Lokumcu’y anıt mezar yapılacağını açıkladı. Hakkan, yarışmayı; “Geçtiğimiz yıl Başbakan’ın gelişi sürecinde, polisin saldırısı sonucu Hopa’da kaybettiğimiz arkadaşımız Metin Lokumcu anısına yarışma düzenleyeceğiz. İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Makine Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak ortak bir yarışma düzenleyeceğiz. Ölüm yıldönümünde de mezar açılışını yapacağız. “ şeklinde duyurdu. Candan Anıt mezara ilişkin olarak “ Metin Lokumcu adına anıt mezar yarışması projesi, Metin Lokumcu’nun da ailesiyle birlikte gerçekleştirilecek, buradaki hedefimiz bir direniş simgesi oluşturmak. Yarışmanın da onun mücadelesine yakışır bir şekilde yapılmasını planlıyoruz. Yarışmayı bugün ilan ediyoruz, 12 Nisan’a kadar eserler teslim edilecek, 27 Nisan’da açıklayacağız. 31 Mayıs’ta mezarı başında bir anma etkinliği yapacağız ve anıt mezar açılışı olacak” açıklamasında bulundu. Lokumcuya ilişkin olarak konuşan Makine Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ercüment Şahin Çervatoğlu şunları söyledi: “ Metin Lokumcu benim için, Metin abi diyebileceğim kadar samimi olduğum, sendikal mücadelede aktif görev alan biriydi. Seksen öncesinde ve sonrasında hep siyasette vardı. Ülkenin özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele etti. Mimarların alanına giriyor ama, Makine Mühendisleri Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın anıt mezarla ne ilgisi var diye sorarlarsa? AKP hükümetinin TMMOB’yi de hedef aldığı bu dönemde dereyi, çevreyi, havayı, suyu ticarileştirdiği bu dönemde bunu yapabilmek için bütün zalimliği hayata geçirdiği dönemde Metin Lokumcu bir simgedir. Metin Lokumcu’nun elini arkaya çevirip ‘gelin tutuklayın’ demesi, anlık bir refleks ve bunu ancak Lokumcu yapabilirdi. TMMOB’yi yok etmeye çalışan anlayış, Lokumcu’nun mücadele ettiği dereleri yok eden anlayıştır. Direniş hattının anlamlı olacağını düşündüğümüz için, Lokumcu’nun ailesinin isteği doğrultusunda bir anıt mezar yarışması yapıp, anma etkinliği ile mezarının açılışını yapmak önemli. Tüm desteklemek isteyen kuruluşlara da çağrı yaparak, bizlerin de sanatçıların da içinde olduğu bir jüri ile anıt mezar yarışmasını hayata geçireceğiz.” Özer Akkuş anıt mezar ile ilgili olarak , “ Metin Lokumcu, yaşadığı coğrafyaya sahip çıkmış, doğasına sahip çıkmış, bunun bedelini de yaşamıyla ödemiş birisi, ve de değerli bir sembol” dedi. Düzenlenecek yarışmaya katılanlardan, katılan eserlerden sergi ve katalogda yapılacağı, Lokumcu sergisinin illeri de gezeceği belirtildi.
Tweetle
Okunma Sayisi : 14316
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 21.11.2024 - 12:57:08 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |