Eskişehir Yolunda ATO Rantı Davalık

Mimarlar Odası Ankara Şubesi bugün yaptığı kent gündemli basın toplantısında Büyükşehir Belediyesinin rant projeleri konuşuldu.  Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan ve Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan katıldı.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan toplantıya Melih Gökçek’in Mimarlar Odası’na yönelttiği suçlamaları yanıtlayarak başladı. Melih Gökçek’in  Dünyanın en yüksek binası Dubai Burc halife’nin fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak Mimarlar Odası için sarf ettiği “ Ankara’da ATO 70 katlı bina yapmaya kalktı, Mimarlar Odası dava açtı… Bunlara dünyayı gezdirmek gerek. Bilsem ki ideolojik saplantıdan vazgeçecekler, paralarını ben vereceğim onları geziye göndereceğim.” Sözlerine karşılık olarak şunları söyledi: ““Yüksek yapı yapabilirsiniz, ama bunun planlama ve ulaşım kriterleri açısından şartları var.  Bütün  Avrupa kentlerini mimarlar geziyor, Kent merkezleri içerisinde en iyi örnek Paris kentidir. Yüksek yapıları algılamazsınız bile bütün alt yapısı ulaşımı ona göre yapılmıştır. Yüksek yapıların da bunların hepsinin öngörülerek yapılması lazım, Mimarlar Odası olarak her sene iki yurt dışı gezisini düzenliyoruz. Gelsin kent merkezlerindeki parkları, yeşil alanları da biz gezdirelim.”  

ATO binası mahkeme yolunda

Hakkan, Ankara Ticaret Odası’nın olduğu alanda emsalin Büyükşehir Belediyesi tarafından artırıldığını belirterek sözlerine ekledi: “ Ankara Ticaret Odası’nın olduğu alan 56 bin 334 metrekarelik bir alan. Mevcut plan koşullarında 1.80 emsali var. Büyükşehir Belediyesi inşaat yoğunluğu ile beraber yeni bir düzenleme getiriyor. 4 emsale çıkıyor. 225 bin metrekare civarında bir emsal artışı öngörüyor. Bu plan dahilinde bir çok mekanında yapılacağı bilgisi var. Sosyal kültürel alanlarda yapılabiliyor. Müze, konut yapıları da yapılabiliyor, yalnız emsal harici alanlar haline de geliyor ve neredeyse 6 emsale çıkıyor. Müthiş büyük bir ölçekli bir alan olan bu alan için emsal verirken, Ticaret Odası’na bu rantı verirken, yurt binası yapma şartı getiriyor. Kendisine sorsanız kamusal mekân yaratma hedefiyle yapıyor ama orada başka bir şey var. Orada Kentsel rantın paylaşım aracı olarak kullanıldığı bir yöntem ortaya çıkıyor. Mânia hattı düzenlemesinin iptaliyle birlikte o alanda inanılmaz bir yapı adası karşımıza çıkacak anlamına geliyor buna İzin vermeyeceğiz ve hukuki süreci başlatacağız. 

Bire Dört Rant Veriyorlar …

Tezcan Karakuş Candan ise konunun bir rant projesi olduğunu söyleyerek,  “Ankara Ticaret Odası’nın iki pareseli var, bu iki parseli birleştiriyorlar, tevhit ediyorlar, tevhit edildiğinde ortaya çıkan parsele dört emsal veriyorlar. Neredeyse 1’e 4 veriyorlar, emsal dışı bırakılan yapılaşmalarla, emsal neredeyse 6 altı oluyor yani bire altı veriyorlar bu inanılmaz bir rant  Belediye de mülk sahipleri ve mal sahipleri de Mânia hattının iptal edilmesi ile birlikte Eskişehir yolu aksı üzerinde yapı yoğunlaşması ve bir dikey yükselme beklentisi içerisinde. Bu dikey büyüme plana uygun değil, oradaki yoğunluğu kaldıracak durumda değil. Yapı bu emsali ile birlikte oradaki en yüksek ve en yoğunluklu yapı olacak” dedi.

Candan, 136 bin metrekarelik bir alan artışının yaratıldığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “ 136 bin metrekarelik alan artışında bir rant var. Karşılığında yirmi dört derslikli yurt binası, meslek lisesi, spor salonu yap diyerek bu şekliyle buradaki ranta toplumu ortak etmeye çalışıyor. Tabi biz bu rantın tamamı kamuya dönüyor mu diye inceledi. Bu rantın tamamı kamuya dönmüyor.  Artan 136 bin metrekarelik bir alanda, çok büyük bir okulda yaptırmış olsanız, aşağı yukarı 64 derslikli bir okul yaklaşık 9 milyona mal oluyor. Ortalama 1000 yataklı bir yurt yapsalar, maliyeti 14 milyon lira, en yüksek noktalardan bile aldığınızda 134 bin metrekarelik artışın, kamuya dönüşü en küçüğünü bile karşılayacak durumda değil. Büyükşehir Belediyesi bu tür rant projelerini sanki kamusal yarar gözetiyormuş gibi yaparak, kendisine başka bir alan yaratmakta diye düşünüyoruz. Emsal dışı verecekleri alanlarla birlikte 225 bin metrekarelik alan 300 bin metrekareye kadar çıkacak. Mimarlar Odası olarak planlama ilkelerine aykırı, yoğunluğu artırıcı, trafiği artırıcı, işlevleri bir araya getirdiği için dava açacağız.”

“Gökçek, 10 kişilik eve 40 kişi sığdıramaz”

Candan Gökçek’e yanıt olarak planı ilişkisini basitçe anlattı:  “ Dünyanın en yüksek binası Burc el Halife’ye çıkarak, basıncında etkisiyle, ATO’da 70 katlı bina yaptıracaktı Mimarlar Odası karşı çıktı dedi. Niye karşı çıkıyoruz söyleyelim, plan ile ilgili. Siz 10 kişilik eve 40 kişi getirmek isterseniz o plansız bir iştir. Mimarların yüksek bir yapıya karşı tavrı yoktur. Plansız ve rant amaçlı plan değişiklikleri ile oluşacak dikey büyümeye karşı bir tavrı vardır. Yurt dışında gezen başkanın, Belediye başkanlığının son dönemini yurt dışında gezerek geçirmesini temenni ederiz. Ama gittiğinde de Central Parkı, Hyde Parkı, Prater Parkı’da da gezmesini isteriz ki bu tür yeşil alanları ve meydanların önemini Ankara’ya taşımak konusunda örnek alsın isteriz. Sadece yüksek yapıları görmesin, öyle yükseklere çıkıp bizlere yüksekten laf atmasın, basıncın etkisiyle konuştuğunu düşünüyoruz.”  

Cami’nin yeri yanlış  

Celal Bayar Bulvarı üzerinde yapılması planlanan camiye tepki gösteren Hakkan yer seçiminin yanlış olduğunu dile getirdi . Hakkan “Cami planı Ankara için çok önemli bir alan üzerinde yer alıyor. Devlet demiryolları müzesi ve benzin istasyonu olan bir alanın yakınında, AOÇ’den başlayarak Kızılay kent merkezinden Sıhhıye’ye kadar giden yeşil aksın üzerinde bir yer. Ülke gündeminde camileri çok tartışılıyor, İstanbul Çamlıca camisi çok tartışılıyor, AOÇ alanı içerisinde Beşevlerdeki yeşil alan üzerinde bir camii yapma niyeti var derken şimdide önemli bir alanda kent merkezinde 5400 metrekare bir alanı olan bir camiye ihtiyaç var mı çok tartışmalı?  Sadece cami yapmıyorlar yeni konseptte altını ticari dükkanlar ve ticari yerler oluyor. Hızlı tren istasyonuna servis verecek bir mekân gibi görünüyor” yorumunu yaptı.

Celal Bayar Bulvarı üzerinde yeni bir camii yapılmasına ilişkin olarak camilerin ve mescitlerin yaşam alanlarında sıklıkla ortay çıktığını belirten Candan “Camii konusu çok hassas hükümette bunu kullanıyor. Cami için seçilecek yerler farklıdır. İdeolojik olarak camii kararları alınıyor, yer seçimlerinin kararları ihtiyaç üzerinden alınmıyor. Lokomotif müzesinin yanına bir cami yapılıyor, aktif bir nüfus da yok. Hızlı trenden gelen insanlar ibadet yapsın diyerek oysaki insanlar seferiyken yapmayadabilirler. Yaşam alanımızın her yerine yoğunluklu şekilde cami, mescit girmeye başladı. Öğrencilerin kıyafet serbestîsi de bizi başka noktalara götürecek adımların kararları diye düşünüyorum.”