Eğer Biz Bir Şeyler Yapmazsak...
Henüz vakit varken,
Ulus Meydanı’na gidin,
MişMiş’den bir sakızlı dondurma alıp çocukluğunuzda Ulus’u bu dondurma sayesinde çok sevdiğinizi hatırlayın,
Heykel’e bakın,
başınızı kaldırıp Sümerbank’ın eğrisini tamamlayan,
meydanı meydan, heykeli daha heykel yapan binayla vedalaşın,
sağa dönüp geçitten avluya girerken üstteki cam yüzeyde heykelin yansımasını görüp sevinin,
avluda oturup yıllarca yaptığınız gibi Akman’da bir boza için, sosisli sandviç yiyin,
Ulus Çarşısı’nda avludan diğer avluya geçin,
sonra ister arka sokağa, ister bulvara çıkabilirsiniz,
eğer bulvara çıkıyorsanız bütün çocuklar gibi tavandaki yuvarlaklara ilgi gösterin,
karşıya geçip 100. Yıl Çarşısı’nda bir tur atın,
sanat galerisine uğramayı da unutmayın.
ya da,
meydandan yukarı doğru ilerleyin ve mutlaka Anafartalar Çarşısı’na uğrayın,
Ankara’nın ilk yürüyen merdiveninin heyecanını paylaşın,
duvarlardaki seramiklere bakın,
Biraz daha ilerleyip,
o köşedeki taş binaya bakın, Belediye Binası’na.
Modern Çarşı’ya yangından önce yetişseydiniz sarmaşıklarla kaplı,
ışıl ışıl atriumunda oturup bir çay içebilir,
başka bir yerde bulamayacağınız maket malzemelerine bakar,
camdan yapılmış laboratuvar gereçlerini incelerdiniz.
Ama şimdi Hal’de alış veriş yapın,
en taze sebzelerden, en nadir bulunan peynirlerden alın,
kalabalığın, renklerin, kokuların tadını çıkarın.
Çok yakında bunların yerine devasa bodrum kat marketleri,
iklimlendirilmiş alışveriş merkezleri olacakmış!
Ulus Hatırası fotoğrafı çektirin, ilerde çocuklarınıza gösterirsiniz,
daha önemlisi siz unutmazsınız...
Herkesi Ulus’ta olmaya, Ulus’u yaşamaya davet ediyoruz...
ULUS GİRİŞİMİ
15 Ocak 2005