Başkent Dayanışması’ndan altıncı kapı

Başkent Dayanışması bileşenleri bugün Güvenpark’ta buluşarak, Ankara’ya yapılmaya başlanan beş kapı için “Saltanatın Kapı kulu olmayacağız” çağrısıyla kapıları protesto etti. Bileşenler Güvenpark’a Altıncı kapıyı yaptı. Altıncı kapının üzerine “acil çıkış” yazısı asan grup üyeleri altıncı kapının Gökçek’İn çıkış kapısı olduğunu söyledi.  Başkent Dayanışması adına yapılan basın açıklamasını Tiyatro Pembe Kurbağa’dan Ali Yavşanlı okudu. Yavşanlı: “Büyükşehir Belediyesi Ankara’da her biri 5 milyon TL’ye mal olan 5 Kent kapısı yapıyor.

Bu kapılar Ankara’nın Cumhuriyet Kimliğini ortadan kaldırmaya yönelik zafer takı edasıyla yapılmış rant kapılarıdır.  Ne idiğü belirsiz bu rant kapıları, nerden koptuğu hangi zamandan geldiği belli olmayan değersiz, kent estetiğini bozan kapılardır. Ankara, Cumhuriyetin 90 yıllık başkentidir,  her gün emsal artışları ile plansız büyüyen başkentte, hangi kapı neyin kapısıdır. Yerel seçim süreçleri yaklaşırken, arka arkaya verilen ihalelerle  Belediye bütçesi çarçur edilmektedir. Ankara’ya bir metre metro inşa edemeyen , bir belediye başkanının  25 milyon TL’ye mal ettiği kapılar rant kapılarıdır. Modern kentin kapısı çağdaşlıktır, kültürdür, katılımdır, eşitliktir demokrasidir. Bugün yapılan kapılarla Saltanat kapılarıdır. Girdiğiniz şehir Cumhuriyetin başkenti midir? Saltanatın şehrimidir? Değiştirilmek istenen Ankara’nın Cumhuriyet kimliğidir. Bu kapıları yapanlara söyleyecek tek sözümüz var, her giriş kapısı gibi birde çıkış kapısı  vardır. Özgürlüğü ve demokrasiyi katlederek, internet erişimimizi keserek, özgürlük alanımızı kısıtlayanların kapıları ayakkabı kutularına sığamayan yolsuzluk ve rant kapılarıdır. Başkentin 5 kapısının, kapı kulu olmayacağız. Başkent Dayanışması olarak, altınları sevenlere altıncı kapıyı da biz hazırladık. Geldikleri gibi gidecekler  ve biz onlar giderken acil çıkış kapılarında onları bekliyor olacağız.” İfadelerini kullandı.

“Kapılar bir çöp”

“Geldikleri gibi gidecekler” sloganını atan grup üyeleri sırayla söz aldı. Kapılar hakkında ilk

fikrini söyleyen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan: “ Kapılar, bulundukları kentle özdeşleşen , kale kapıları gibi anlamlar ifade eden, açılımları olan nesnelerdir. Urfa kapı, Mardin Kapı, Topkapı, gibi bulundukları kente değer katan kapılar vardır. Kapı mimari dilde çok önemlidir. Peki Ankara’ya yapılan kapıları gördünüz mü? Dilsiz kapılar, bir anlamı olmayan, mimari dili olmayan kapılardır. Ankara’yı kimliksizleştiren kapılardır. Başkent kimliğine hiçbir anlam katmıyor. Kentin ortasına kapı koyuyorsunuz, kapılar kente tutmuyor mimari dil açısından ise çöp/ kitch dediğimiz kapılar bunlar. ” Şeklinde konuştu.

“Cumhuriyet’in izlerini siliyorlar”

Başkent dayanışması sekreteryasını üstlenen Mimarlar Odası Ankara Şube Genel Sekreteri Tezcan Karakuş candan: Başkent Dayanışması olarak, saltanatın kapılarına karşı, emekle örülmüş sanatın kapısıyla altıncı acil çıkış kapısını Gökçek’in çıkışı için açıyoruz. Bugün yapılan kapılarla kale gibi bir Ankara istiyorlar ama neyin kale kapısı olacak bu, Cumhuriyet’in değil herhalde gördüğünüz kapılar, Saltanatın kapıları. Önce yapılı çevre sonra insanların çehresini değiştiriyorlar. Milli Piyango binasının cephesi de bugün ne idiğü belirsiz bir cephe olarak değiştirildi.  Ankara’daki yapılaşma süreci Cumhuriyet dönemi ile başlar. Ulus’tan Cumhurbaşkanlığı’na kadar Cumhuriyet’in izlerini okursunuz. Bugün değiştirilmek istenen Başkent’in Cumhuriyet kimliğidir. Özgürlük alanlarımızın kısıtlandığı, internetin denetlendiği ama yolsuzlukların kasetlerin alabildiğine ortaya döküldüğü bir süreçte bizi susturmaya, çocuklarımızın geleceğini karartarak bizleri başka bir zihniyete, Başkentin göbeğine lale diken belediye başkanı maalesef bu kentin belediye başkanıdır ama umutluyuz 30 Mart2ta acil çıkış kapısından çıkacaktır.  ” Dedi.

Mimar Adnan Zeytinci: “ Atatürk’ün adını taşıyan AOÇ parça parça parçalanmıştır. Oradaki yeşil alana artık çocuklarımızı götüremiyoruz. Kapılarda cumhuriyet kimliğini kafalardan silmek için yapılıyor” dedi.