Üye Bilgileri.

size uygun bölümden devam ediniz.

sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir.
Daha önce insan kaynakları için bir parola aldıysanız o parolayı kullanabilirsiniz.

Henüz üye değilmisiniz? Yeni kayıt!

Detaylı Arama.

size uygun bölümden devam ediniz.

site içerisindeki tüm içerikte arama yapılmaktadır. birden fazla kelime aratabilirsiniz.


25 50 75 100

Yayınlanma Tarihine Göre
Eklenme Tarihine Göre
Başlığa Göre
Okunma Sayısına Göre

Başlıkta Açıklamada İçerikte

Aynen girildiği gibi
Kelimelerin hepsi
Kelimelerden herhangi biri
ODA ÇALIŞMALAR KENT GÜNDEMI MESLEKI UYGULAMA YAYIN ÜYELER EĞITIMLER
Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi
Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi
Metraj-Keşif ve İhale Dosyası Hazırlama Eğitimi
“Mimari Akustik Rapor ve Projesi Neden Gereklidir?” Semineri
D-1 TEMEL BİNA AKUSTİĞİ EĞİTİMİ
Afet Bilinci ve Temel İlk Yardım Eğitimi
D-1 TEMEL BİNA AKUSTİĞİ EĞİTİMİ
5-8 ARALIK 2019 BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİ
Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi
D-1 TEMEL BİNA AKUSTİĞİ EĞİTİMİ KAYITLARIMIZ BAŞLADI
Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi
Enerji Kimlik Belgesi Eğitimleri (EKB) Çevrim İçi Eğitimleri Başlıyor
“Çalışma Yaşamında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” Eğitimi
Bilirkişilik Eğitimi
Ücretli Çalışan ve İşsiz Mimarlar için Sertifikalı Ücretsiz Eğitimler
Keşif, Metraj ve İhale Dosyası Hazırlama Eğitimi IV
Keşif, Metraj ve İhale Dosyası Hazırlama Eğitimi III
Keşif, Metraj ve İhale Dosyası Hazırlama Eğitimi II
Keşif-Metraj İhale Dosyası Hazırlama Teknikleri Eğitimi
Bilirkişilik Temel Eğitimi 2017
Bilirkişilik Temel Eğitimi 2017
2018 Yılı Ankara Şubesi Oda Bilirkişileri Listesi
Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Temel Eğitimi
"Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı" Eğitimi
Bilirkişilik Temel Eğitimi
Keşif Metraj Eğitimi
EKB Uzmanı Üyelerimize Önemli Duyuru
Bilirkişiliğe Kabul Şartları
“BEP-TR 2 Oryantasyon” Eğitimi
“BEP-TR 2 Oryantasyon” Eğitimi
Üniversite Oda’ya Geliyor, Kent Akademisi Dersleri Başlıyor
Hukuk Davaları 2016 Yılı Bilirkişilik Listeleri Başvuruları
2016 Yılı Kamulaştırma Bilirkişi Listeleri
Ceza Davaları 2016 Yılı Bilirkişilik Listeleri Başvuruları
Bilirkişilik Başvuruları / Hukuk
Bilirkişilik Başvuruları / Ceza
Kamulaştırma Bilirkişiliği 2017 Listesi Başvuruları Başladı
Bilirkişilik Temel Eğitimi
ONLINE İŞL.

2020 Ankara  "Planlama Atölyesi"

4 Nisan 2003

1. Kaset

ses--…..uğraşırken diyorum,  fark ettik ki aslında Ankara ile ilgili olarak kendi ortaya koyduğumuz bir yolun üzerinde yürüyebilmekten çok başkaları tarafından tasarlanmış önümüze koşulmuş bir şeyle mücadele eder durumdayız şimdi. Tek reaksiyon. Ve bu belli bir mecburiyete dönüşüyor çünkü varolan gücümüzün çoğunu bu alanda kullandığımız için diğer tarafa hiçbir şey kalmıyor. Ama biz bu  durumu aşabilmek için durup bu gücün dışına bir şeyleri koyup koyamayacağımıza ve bize o dayatılanların dışında bir şeyleri bulup önerip üzerine gidip gidemeyeceğimize bakalım dedik . bunun için de bir çalışma kurgulamaya çalıştık. Bunu biz başlangıçta burda sürekli faaliyetlerin içinde yer alan arkadaşlardan dört beş kişilik bir grup olarak başlattık. İkinci aşamasında da planlamayı, çalışmanın kurgusunu dört ayrı aksa oturttuk. Bunun içinde de bu toplantı gibi üç toplantı bir de çağrı düzenledik. İlk toplantının çağrılısı birincisi siz, ve daha önceden Ankara nın çeşitli şekillerde planlama faaliyetinin içinde yoğun olarak yer almış kişiler, mimarlar odasının içinde ya da dışında, ikincisi, Ankara da üretilmiş olan büyük yarışma projelerinde Ankara kentinin o kimliğini belli bir bölgeyi değiştirebilecek projeleri yapmaya soyunmuş kişiler. Onun birinciliklerini almış kişiler. Onlara biz odada kısaca yarışmacılar diyoruz. Yaklaşık 25-26 kişilik bir liste. Aslında siz aynı zamanda o yarışmacıların da içindesiniz ama sizi oraya değil buraya çağırdık. Ama sizi oraya değil buraya çağırdık. Öyle bir kendimize göre ayrım yaptık. Bir üçüncü grup ta , Ankara da bu sürekli üzerinde durduğumuz bahsettiğimiz geleceğe bakmayı hayallere bakmayı görüntüleyebilecek bir atölye kurmak için mimarlar odasına çeşitli zamanlarda fotoğraf, destek vermiş insanlar. Bunlarla sürekli toplantılar yapıyoruz. Sizinki ikincisi. Bir de bunun dışında dördüncü bir gruba toplantı şeklinde değil, kısa bir çağrıyla bize bu konuda destek verir misiniz, fikirlerinizi iletir misiniz diye ulaşmaya çalıştık. Bunlar da bir zaman Ankara da yaşamış, şu anda yaşamıyor olsa bile, ya da hala yaşayan, edebiyatçılar, ressamlar, heykeltıraşlar, bürokratlar vb. öne çıkan kentliler şeklinde belirledik onları. Bu konuda bize desteği olabileceğini umut ettiğimiz uzunca bir liste hazırladık. Hepsine ulaşmaya çalışıyoruz. Bu şekilde bir çalışma başlatıp, bunu bir şekilde genişleterek farklı alanlarda Ankara nın geleceğine dair, öngörmenin ötesinde düşünmeyi, hayallemeyi, Ankara nın geleceğinde neleri istediğimizi bir yerlere söyleyebilmek için onları tartışmayı ve ortaya koymayı istedik. Fakat bu alanların hiç biri bizim tam olarak ne olacağını kestiremediğimiz alanlar. O yüzden de aslında bu toplantının temel gündem maddesi bu konuda sizin bize önerebileceğiniz yol, yordam ve o yol yordamın da ötesinde, nasıl bir çalışma olabileceği, hangi alanlar üzerine kurulabileceği, bileşenlerinin ne olabileceği. Burda da bazı kısımları açıklığa kavuşturabilmek, kendimizi biraz daha net ifade edebilmek için elimizden geldiğince size bazı düşüncelerimizi iletmek için size yazdığımız mesajın altına bazı sorular sorduk. Şu mektup……

ses-- ben onu mektubun devamı diye düşünmüştüm.

Ses-- hayır bu kadar…özellikle biz bunun içinde neyi nasıl söyleyeceğimizi zaten çok kestiremediğimiz için sorulara dönüştürerek şu kısmında, kafamızın o dağınıklığını Ankara nın geleceğine dair, herkeste de olduğunu varsaydığımız dağınıklığı ifade etmeye çalıştık. Aslında temel durum şu, bu sadece mimarlar odasına ait değil, bütün kentli de de yaygın olarak var. Çevremize baktığımız zaman sadece olumsuzlukları görüyoruz. ve hep ve sadece onlarla yüzleşmek zorunda kalıyoruz ve bunun arkasına, bunun yerine ne olabileceğini, ve bunun dışında yani onun karşılığı karşıtı olarak değil de bunun dışında şöyle bir şey olabilir diye pek fazla bir şey koyamıyoruz diye düşündük. Temel çıkış noktamız da buydu. Bu konuyla ilgili olarak sizden katkı yardım yol yordam bekliyoruz. Bu serbest sohbet… yani….

Ses-- benim usul hakkında bir sorum olacak, merak ediyorum. Şimdi Ankara üzerinde çoğu grup tartıştı, konuştu. Platformlar gruplar vs.ler oluşturuldu. Onların birikimini ne kadar buraya taşıdık ne kadar taşımayı düşünüyorsunuz. Yoksa onları gene her zaman olduğu gibi bir tarafa bırakıp biz sıfırdan mı başlayacağız. Onların birikimini mümkün olduğu kadar buraya taşıyabilmek için, şu anda kütüphanemizde devam eden çalışma ile birlikte ayrıca bu çalışmanın yanında gidecek olan bir Ankara kaynakçası, Ankara da yapılmış olan bütün mimarlar odası ve diğer odaların ürettiği işte sempozyum kitapçıklarından çeşitli bilim adamlarının ürettiği yazılara kitaplara kadar her şeyi toparlayacak bir envanter oluşturmaya çalışıyoruz. Ve insanlar bu çalışmanın içinde durup da mesela şu konuda benden öncekiler ne demiş diye bakmak istediği zaman o bilgiyi ona hazır edebilelim istiyoruz. O yanında yürüyen bir çalışma olacak ve onu daha çok, kütüphanemizde bir dökümantasyon uzmanı var, onun yanında çalışan arkadaşlar var gönüllü olarak, hayır yeni bir kütüphaneci var orda, onlar yürütüyor o derleme çalışmasını. Böyle yürütmeye çalışıyoruz. Ama burda bizim sizin önünüze şunları bulduk bunların üzerine de şöyle bir şey kurduk diyebileceğimiz hiçbir şey yok. burayı daha çok bir sıfır noktası olarak tariflemeye çalışıyoruz şu anda bulunduğumuz yeri.

Ses-- bir şey daha sormak istiyorum, diğer sivil toplum kuruluşları ve odalarımızın katkıları ne zaman olacak onlar da olacak mı, onları da devreye alacak mısınız. Yani ben mesela şunu biliyorum. En azından makine mühendisleri odası çok yakında bir gene Ankara ulaşımı ile ilgili çalışma yapacak. Daha önce de yapmıştı. Mesela Ankara burada önümüzde duruyor. Ulaşım ana planı, ulaşım sorunları, raylı taşıma sistemleri üzerinde çalışma yapıyor. Hatta şimdi jeoloji mühendisleri odası bile devrede. Onlar da afetle ilgili olarak Ankara ile ilgili çalışmalar yapmışlar yapıyorlar. Şehirciler odası var. Ondan sonra Ankara enstitüsü vakfı, var Ankaralılar vakfı var. Şimdi biz aslında biz resmi olarak  bir Ankara vizyonu, rüyası görme durumunda olanların dışında Eğer Ankaralılara mal edeceğimiz bir çalışma yapacaksak bir şekilde onlarla da irtibat kuralım. Bu  dört grup altı olabilir yani kentliler şeyine onları da eklerseniz…..

Ses-- bu dediğinizle ilgili genel yaklaşımımız şöyle. Biz mümkün olduğu kadar kurumsal bir araya gelişleri yani çeşitli derneklerle vakıflarla odalarla filan …. Onları baştan tariflenmiş yani bir masanın etrafına baştan oturmak şeklinde değil de bu projenin içine , dediğiniz gibi mesela, makine mühendisleri odasının ulaşımla ilgili o çalışması ve geçen dönem yaptığı sempozyum gene kentle ilgili sempozyum gibi çalışmaları baktık inceledik ama onları mümkün olduğu kadar bu çalışmalara katılan sizin gibi çalışmanın gidişatını belirlemesini istediğimiz insanların önerileriyle ilişkilenme noktaları tariflendikçe çağırıp davet edip, bakın şöyle bir alan var, bu konuda birlikte çalışırız, zaten bu konuda mesela şu anda yürüyen iki çalışmamız var onlar bunu dışında tutuğumuz, biri kent merkeziyle ilgili şehir plancıları odasıyla birlikte yürüyen bir çalışma, biri de imrahor vadisiyle ilgili, Kavaklıderem Mamak kitle örgütleri ve diğer bütün katılımcılarıyla o grubun birlikte yürüyen çalışmalar var, bu şekilde konusu durumu ilişkilenme yöntemi tariflendiği anda her türlü çağrıya açık çalışmalar olarak yürümesini umut ediyoruz. Yani o genişlemenin herhangi bir sınırını öngörmüyoruz. Konu ve alanlar net tariflendiği zaman istediği kadar genişlesin. Ama bu tarif olmayınca genişleme bir süre sonra o sürecin kendisini yok eden bir şey haline gelmeye başlıyor. Ona düşmeyelim  diye, ondan korkarak, böyle küçük parçalarla başlamak istedik.

Ses-- bu ikincisi mi oluyor.

Ses-- evet bir fotoğraf atölyemiz vardı. Onunla toplandık, Salı günü de yarışmacılarla

toplanacağız. Aslında mesela d emin de dediğim gibi, yarışmacılara da , siz de mesela, sizin yarışma yüzünden hasan beyi çağırdık. Siz buraya çağrıldığınız için. Kent girişiyle ilgili olarak. Böyle her toplantıya da herkesi çağırmıyoruz. Yarışma katılımcısına.. tek kişi… mümkün olduğu kadar…

Ses-- kategorisini anlamadım ben…

Ses-- ben de anlamadım.

Ses-- ya biz onun adını öyle koyduk. Yoksa….

Ses-- yarışmacılar kategorisine niye girmiyor.

Ses-- çünkü onu planlamacı olarak çağırdık.

Ses-- biz planlamacılar grubu muyuz şu anda.

Ses-- evet… yarışmacılar kategorisi bizim ona kod adı olarak koyduğumuz bir şey, o grubun bir adı yok aslında. Şöyle belirledik onu Ankara da CSO, AKM gölbaşı özel çevre ulus tarihi kent merkezi, kent girişleri, mia ? gibi bir sürü yarışma ile elde edilmiş proje var. Bunların çoğu da hep uygulaması topal giden ya da hiç olmayan projeler ya….

Ses-- veyahut ta olmuş bitmiş

Ses-- veyahut ta olmuş bitmiş

Ses-- hacı bayram gibi.

Ses-- evet . bunların üreticilerini fikir sahiplerini o alanda ilgili olarak oluşacak hayali, ya da oluşmuş olan hayali değerlendirmek için bir masanın etrafında toplayalım dedik. Esas fikir odur orda. Birkaç tane şey koyduk oraya….

Ses-- kentliler.

Ses-- şu anda öyle. Ve bunun katılımcıları da bizim çağırdığımız kadar. Her türlü devamıyla gelişecek. Bu çalışmanın bir de onu söyleyeyim. Biz ucunu tamamıyla açık görüyoruz. Bu çalışmanın şu anda belirlemiş bir hedef noktası yok. yani şöyle bir sempozyumla yayınla bitecek gibi bir hedef noktası yok. ancak çalışmanın duyurusu açısından önümüzde bir mimarlar odası Ankara şubesi bülteni var. Bu bültenin editörlüğü bizim grubumuza ait. Yani şu ana kadar çalışmayı yürüten gruba ait, editörleri biziz, konusu da 2020 Ankara projesi. Sizlerden topladığımız verileri biz bir şekilde oraya aktararak öyle bir ara açılış yapacağız . ondan sonra da bunun üzerinde oluşacak her türlü parça ile birlikte genişlemesini bekleyeceğiz.

Ses-- en sonunda ne olacak.

ses-- en sonunda biz kendi Ankara da ne istediğimiz konusunda bir ortaklaşmaya varacağız. Şimdi söyledikleri şey çok  doğru. Yani. Mimarlar meslek grubu olarak bizler hiçbir zaman için ne istediğimizi söylemedik. Hep bize sunulana beğendi beğenmedi şeklinde yaklaştık. Bu hastalık haline geldi. Reaksiyoner bir kent sahiplenme sendromu geliştirdik. Yani bizim kenti sahiplenmemiz kente müdahale edecek herkes negatif bakarak ters yaklaşarak vs. idi. Bizden çıkmayan her fikre ters davrandık. Sonuç tabi üç milyonluk bir kentte yapılacak her şeyi bize sormayacaklarına göre her kesin bir projesi olsa üç milyon proje olacağına göre, biz ofsaytta kaldık, proje geliştiremedik. Çünkü vizyon yok. vizyonda ortaklaşamadık. Vizyonda ortaklaşamadık,  politikalarda ortaklaşamadık. Programlar geliştiremedik,  planlar yapamadık. Doğal olarak da projelerimiz de olmadı. Ortak bir şey de olmadı ve mimarlar olarak zaten şehirciler olarak meslek grupları olarak negatif olumsuz yaklaşan, uygulamalara değil, uygulamamalara bakan bir grup haline geldik. Veyahut ta uygulamaları engelleyen gruplar haline geldik. Benim değerlendirmem bu. aslında ben kutlarım sizi. Bu olumlu bir yaklaşım. Biz şehir plancıları odasında da arkadaşlarımızla başladık. Dedik ya , uygulamaya bakalım. çünkü planlamanın amacı uygulamadır. Yapılamamış işlere bakıp, ah niye yapılamadı. Tüh yapılsaydı. Veyahut ta yanlışlara bakıp bu böyle olmayacaktı kardeşim diyeceğinize, yahu iyi yapılmış hiçbir şey yok mu. Yani şu Ankara da hiç iyi bir şey yok mu. Yani eline sağlık diyebileceğimiz bir şey vardır mutlaka  dedik. Biz bunları arayalım, bunlara bakalım. İnsanlara vizyon ya da değerlendirmede umut verecek, umutsuzluğa değil, örnek olabilecek şeyleri yakalamaya olayları yakalamaya doğruları göstermeye çalışalım. yanlışları göstererek yani muhalif miş gibi negatif bir şekilde yaklaşmak.. bence bu pozitif bir tutum. Yani hiçbir şey olmasa bile , birlikte Ankara nın geleceğini düşünmek bile büyük bir katkı olacaktır. Ortak bakış açısı ortak hedefler ortak vizyon bunu sağladığımızda ben inanıyorum ki, ortak plan, program, projelerle de buluşabileceğiz. Yani süreç güzel bir şey. Değişik şapka giymiş insanları, Türkiye de çevremiz çok dar olduğu için herkes dört beş şapka taşır, yani bu da bir araya getirmek de güzel bir şey. bir şapkaya herkes sahiplensin onunla gelsin. Bence tabi bu plancılar projeciler fotoğrafçılar kentlilerin yanında araştırmacılar, yani kentlerin içinde araştırmacılar öğrenciler gibi bir şeyi de koymak enteresan olabilir çünkü Ankara onlarla  dolu . ve Ankara nın itici güçlerinden biri onlardır diye düşünüyorum. Dolaysıyla hocam ben bunu sonunda bir projeye rapor bağlanmasa bile böyle bir çaba hiç olmazsa bir ortaklaşma şeyi getirdiği için bence hoş olur.

Ses-- bunun arkasından ne getirir , bu ne getirir.. sonra….nasıl bir öneri getirir. Şimdi ben … iki şey beni heyecanlandırıyor. Bir hayal olayı var. Hayal olayı herkese geniş ufuklar açan hürriyetler veren bir olay. Nedir hayalin anlat falan dediğin zaman, buna herkes iyi kötü bir şeyler, ve rahatlıkla söyleyebilir. Ama bir yandan da en fazla hayal … çekilen her konuda bir dönem yaşıyoruz. Şimdi bu Ankara olayında hele ortak hayal üretememek gibi , bulunduğu yer hakkında, gibi  de ikinci bir şeyin içine girmişiz. Çünkü planlama ile ilgili bir hayal üretmek kişisel hayal üretmek pek mümkün değil. Onu ortak hayal haline getirmek lazım. Grup hayali haline getirmek lazım. Planlamanın gereği o. Senden hep bir paylaşılan hayaliniz olması lazım. Onları kim paylaşacak, kim üretecek. Yani bunun içinde .. diğerlerini herkesin hayali oluyor… şehrin bir şekilde planlamasından ticari rant, yok siyasi rant elde etmek isteyenler de aslında hayallere dayalı hareket ediyorlar.baştan itibaren. Ama o hayallerle bizim saf hayallerimizin de illa bir ortamı olması lazım. Bir kültürü bir dayanağı olması lazım. Yani şey gibi bu, biliyor musunuz, zikr ayinleri vardır, tarikatların…. Orda ortak bir şeyde heyecanlanır insanlar. Bırak saçmala… değil mi….ortak bir şeyde heyecanlanır. Nerden gelir o. Dayanaktan. Ondan ondan ondan. Paylaştığı neyse. Hani şehri yağma edenlerin de büyük bir dayanışması vardır. Onlar da  gruplar organize ediyor, yani böyle sapık grup seksi yapıyor falan da denebilir onlara, ama hayal başka türlü destek olmadan birikim olmadan kurulamıyor. İki türlü şey var. Bir hayal kuracak, uyarılacak kadar bilgiye sahip olmak gerekiyor. İki o bilgiyi paylaşacağımız dayanışarak onu hayal reaksiyonu haline getirebileceğiniz bir topluluğa organizmaya ihtiyaç var. Şimdi bunu somutlaştıralım. Şimdi bu mimarlar odasında bak biz tabi hayal bilmem ne… mimarlar odası. Bizim geçmişten bu yana biraz nostalji… geriye doğru gidelim. Geçmişte hayal kurulan yerler çoktu. Bunların içinde hatta en olmadık yerler de vardı. Mesela imar iskan bakanlığı orda da hayal kurulurdu. Yani efendim iller bankası. Hayal kurulurdu. Bürolarda hayal kurulurdu. Daha geniş kıraathanelerde hayal kurulurdu. Yani ve … mimarlar odası bunları entegre eder , … kahvehanesi gibiydi… hayal kahvehanesi gibiydi. Yani burada çok kıyak hayaller kurulurdu. İnsanlar gelir… ama o devirler çok geride kaldı bitti. Geride mimarlar odası kaldı. Yani şimdilerde ben tutup artık bayındırlık iskan bakanlığında yada ODTÜ de hayal kuruluyor mu. Bilmiyorum. Hayal… kurulmuyor gibi geliyor bana. Şimdi o hayal yetisini giderek kaybettiniz neden. Bunun temelinde dayanışmayı o hayali o gıdıklamayı size yapacak olan bir dayanışma organizasyonunun olmayışı. Planlama da da öyle, diğer sanat alanlarında olduğu gibi kolay hayal kurulamıyor. İlla buna ihtiyacınız var. İlla planlama nasıl böyle enter disipliner falan gibi lafları takım oyunu falan diyorsak, bu hayal kurma da bir takım kurma oyunu. O olmadan bu hayal üretilemiyor planlamada. Şimdi onu biz bu geçmiş hayal kahvelerini kaybettik ve o hayal kahvelerini hani ben geçmişti çok organize etmeye çalıştım bu odada. Kendimi onun için ayrı bir yere koyuyorum. Bu od ada şube başkanlığı iki defa yaptım. Ve planlamayı bu odada örgütlenmek, planlama olgusunu bu odada örgütlemek, onu daha disiplinli daha bilimsel sürekli devamlı odayı besleyen bir mekanizma haline getirmek için çok uğraştık .1990 ın başında komite falan kurduk ama ondan bir adım daha gidemedik. Şimdi bizim yerimize kaim olacak maalesef bir şehir plancılar odasının , ama hikaye tabi şehir plancılar odası pasta savaşları kavgaları dışında hiçbir zaman bun vakit ayıramadığı gibi bizim çağrılarımıza da yüz vermeyip bizi de desteklemediği için mimarlar odası bu konuda hiçbir zaman bu hayal kahvesi olma işlevini yerine getiremedi. Ve biz bunu geçmişin şeylerine biz bun a saygı duyan insanlar olarak, Raci yi de çağırırız….. Raci mimar değildir ama Raci hiç tereddüt etmeden… çağırırız. Şunu diğerini çağırırız. Zaten bu hayal kurmanın bir denemesini elli bin defa başarısız olduğumuz halde bir kere daha yapmayı deneriz burda. Ama şunun altını çizmek lazım. Bu taşıma suyla değirmen dönmez. Yani mimarlar odası kendisi kent planlamasıyla ilgili Ankara planlamasıyla Ankara kentiyle ilgili yani bir odanın dışa vurması gerekecek kadar ciddi hayali oluşturabilmek için bu iç örgütlenmesini bir şekilde daha ciddi bir hale getirmeli. Yani bu benim ezeli derdim. Hayal dahi kuramazsınız. Onu demek istiyorum. Sen ben falan yanınızda olmazsak. Siz benim hayallerimi paylaşmazsanız benim o hayalim o anda başlar ve biter. Onun için evvela bu hayal kelimesini soyut gibi de gözükse onu somutlaştıralım ve bunu bir yere getirelim. Yoksa bir daha sefer ne olacak….

Ses-- hocam sana katkı yapmak istiyorum getirdiğin noktada, yani hızlı konuşalım diye….vaktimiz de şeyli. Şimdi ben tamamen katılıyorum çok güzel bir noktaya geldi hocam. Şimdi vizyon konusunda nasıl ortaklaşılacak. Bunun metodu var yöntemi var. Yani bu eskiden böyleydi şimdi hay Allah nasıl yapacağız diye düşüneceğimiz bir şey değil, planlamanın arama toplantısı  denilen vizyon belirleme toplantısı var. Bu toplantılar  profesyonelce yapılması gereken toplantılar. Değişik temsiliyet şeyinde gruplar bir araya getirilir. Yani sizin burada eöng3ördüğünüz gruplar gibi bizleri ayrı ayrı toplayıp bir ön hazırlık yaparsınız bir gündem bir toplantı tasarlayıp bu arama toplantısında ortak vizyonu kolaylaştırıcılarınızla sağlayabilirsiniz. Ben mesela bursa da bu anlamda il düzeyinde bir strateji planlama çalışmasını yönlendirdim birlikte hayata geçirdim ve çok sektörlü olarak bir ilk düzeyinde yerel yönetim merkezi merkezi yönetim ve değişik çıkar gruplarının temsiliyet temsil edilmesi gereken grupların olduğu bir iki günlük devamlı çalışma ile strateji vizyon raporları hazırlamamız mümkün. Paylaşmalar ortaya çıkartmamız mümkün. Ben tamamen hocama katılıyorum. Fakat bunun da bir yöntemi var. Ve bu yöntemi ben .. mesela dpt de uygulamaya çalıştı değişik projelerde bunu. Kolaylaştırıcı denilen.. şimdi… önceden bilgi sunulması çok önemli. Değişik grupların bu bilgi bazı üzerinde sistematik olarak tartıştırılmaları ve bir vizyon konusunda birleştirilmeleri meselesi. Bu da bir toplumsal mimarlık yani. Yani kahvede bir araya gelip, eskiden öyle yapıyorduk, gönüllü olarak bir araya gelip o çok güzel bir terim, hayal kahvehanelerimiz vardı. Fakat şimdi bana öyle geliyor ki, hayal işlikleri kurabilmemiz lazım. Bu hayal işliklerinin de metodu yöntemi var. Yani senin söylediğin şeyi hocam sanıyorum böyle bir metoda bindirdiğimiz zaman bir sonuca ulaşabiliriz.

Ses-- bilmiyorum acaba bu metot….

Ses--- nasıl…..

Ses-- yoksa bodoslama bir örgüt şeyi mi kurmak. Yani Ankara ile ciddi olarak şimdiye kadar kimler uğraştı. Mesela buraya davet ettiklerinizden bakıyorum ben. Gelmeyen haluk alatan var. Özcan.. var. Çok ciddi olarak. Raci çok fazla uğraştı. Ahmet kamutay çok uğraştı. Bizler çok uğraştık. Bu Ankara… aslında bu hayal denen şey de … aslında hayal , hayal bir şey yani….öbür adı proje demek. Planlama demek. Geçmişte de bütün o yarışmalar, Raci nin zamanında altı yedi defa yarışma falan yapıldı. Onların hepsi bir hayal üretim mekanizmasıydı. İleriye matuf. Uygulanmış veya uygulanmamış olsun. Hiç önemi yok. ama bu eylemler yapıldı. Bu yapıldı. Yarışma hala dünyada hayal. Raci nin bir sözü var o unutmuştur ama ben unutmadım. Neydi o….. mia yarışması sırasındaki … ya diyordu kentsel tasarım bir serüven. Bu serüvene giderken değişik hayaller olacak, bunlar bu vesileyle sınanacak. Bittikten sonra işler ha şu  doğru bu yanlışmış diyeceğiz falan…. Diyordu. Yani burda mühim olan burda bir halt etmeye girişmeyi, bir serüveni yaşamaya…..gene onun keyfine bir dalalım şu serüvenin içine. Ondan sonra da bakalım ne olacak. Gerçekten de hayal bu. hayal bu. ama bunu paylaşmak lazım. Kaç sene geçti ben o lafını unutmam. Mia tartışmalarımız sırasında senin hışımla ettiğin bir laftı bu. bu ne demek biliyor musunuz. Bunları konuşacağınız bir sabit organizasyonunuz olmadı. Çünkü o kadar atla da deve… az değil Ankara için konuşmak. Çünkü bir okka birikimimiz var. Şöyle böyle değil de. o birikimi doğru yorumlamak lazım. Hiçbir şey yok d iye bir şey yok. Ankara en fazla hayal üretilen şehirlerden biri planlama açısından Ankara. On on beş tane yarışma çıktı sırf kente ait. Çoğu hayallerimizi gıdıklamaya ve somutlamaya matuf şeyler. Bir sürü denemeler yapıldı. Onları hazırlayanlar var. Organize edenler var. Onlar .. başka türlü… onları kendileri söyleyecek. Ama o yarışmaların o projelerin hepsi bir hayaldı aslında….yetmişlerde.. bugün tekrar mı kurulur. Tekrar kurulur. Tekrar feedback yapılır. O hayaller gözlenir. Anlatabiliyor muyum. Hayalleri o kadar meleklerin arasında aramanın bir alemi yok. hayal dediğimiz şey son derece somut.

ses--… şimdi hocam çok güzel söylüyoruz. Çok güzel konuşuyoruz ama  vizyon çalışmalarında mutlaka ve mutlaka.. şöyle diyelim. Planlama tabiatı gereği ileriyi düşünme, zamanla ilgili bir şey. Biz bugüne ve geçmişi biliriz. Fakat geleceği bilmek mümkün değildir. Kestirirsiniz, tahmin yapmaya çalışırsınız ve yakın geleceği biraz tahmin edersen8iz. İleriye gittikçe bulutlaşır. Ama bu yolda gitmek ve mümkün olduğu kadar ileriye bakabilmek lazım bir vizyon geliştirmek lazım. Dolayısıyla plancının ilk yaptığı iş veyahut ta bizim hep beraber ilk yapmamız gereken şey, bu olguya baktığımız zaman bunun gelecekteki şeyini hayal edebilmek. Şimdi şehirde proje bazında hayal değil. Yani Ankara yı Türkiye yi dünyayı hayal edebilme meselesi bu. şöyle bir şey söyleyeyim. On yirmi sene sonra nasıl bir Ankara sorusunun yanıtını verebilmek için nasıl bir Türkiye nasıl bir dünya yı iyi tanımlayabilmemiz lazım. Ve buraya geldiğimiz zaman.. o kadar türbülant bir şey ki bu, mesela şöyle bir hipotez bile anlamını yitiriyor. İşte Türkiye Avrupa ya dahil olacak. Şimdi hemence yanı başımızda savaş sonucu ortaya çıkacak olan gerçekler şudur ki, Türkiye pek ala Avrupa ya girmeden de kendisine yeni bir katılım , rol yeni bir uluslar arası bölgesel odaklık gibi konumlara girebilir. Dolayısıyla bizim her yerde her vesileyle stratejik, ileriye dönük d üşünmemiz gerekiyor. Ankara nın nüfusu ne olacak. Ankara nın nüfusu şimdi üç milyona yaklaşıyor. Ne olacak, yani beş on milyonluk bir Ankara mı. olabilir mi. Ankara İstanbul ilişkileri ne olacak. Bütün bunlar konusunda Ankara nın faaliyetini zenginliğini ne kadar düşünüyoruz. Ankara da kişi başına gelir işte şu anda Türkiye ortalaması deseniz iki bin beşyüz iki bin üç yüz dolar deseniz, İstanbul biliyoruz ki dört bin beş bin dolar hatta daha fazla. Ve nüfusu da çok fazla. Çok daha zengin bir yer. Buna mukabil burada bir takım sektörel ve şey değişmeler.. şimdi bütün bu konularda marifet aslında Ankara yı tahayyül edebilmek ilk önce. Ondan sonra da onun belirli ögelerini biçimini yaşam çevresi, kalitesini, çalışma çevresini, ulaşım sistemini, doğal ve tarihi değerlerinin korunmuşluk ve kimlik ifadelerinin bir şekilde ona yakıştırılmışlık şeklini hayal etmeye başlayabiliriz. Ama öncelikle plancı olarak hepimizin birlikte hayal etmesi gereken bir şey de Ankara nın yönetim sistemiyle ilgili . biz Ankara ya nasıl sahip çıkacağız onu da hayal etmemiz lazım. Örgütlülüğümüzü  de hayal etmemiz lazım. Yani nasıl bir örgütlülük  lazım nasıl bir şekilde biz kentimize sahip çıkarız. Nasıl nasıl nasıl  derken… ben belediyede görevdeyken şöyle bir şey konuşuyorduk, başkentlik yasası diye bir yasanın gerekliliğine inanmıştım. Ankara çünkü başka bir şehir değil, başkent Ankara Ankara cumhuriyet Ankarası. Kimliği böyle, dolayısıyla Ankara nın bu kimliğine yakışır ve İstanbul tarafından tehdit edilen bu başkentlik işlevinin aslında koruma altına alınabilmesi için aslında ciddi olarak anayasaya dayanan bir başkentlik yasasının çıkartılması , başkentte belediye, başkentte teknik hizmetlerin tanımının yeni baştan yapılması çünkü Ankara bir yerden sonra uluslararası  prestij şeyimiz, yani bizim  dünyaya açıldığımız tapu vs anlamında böyle bir takım şeylerimiz anlamında.. şeylerimiz vardı. Ama şimdi aradan on yıl geçtikten sonra bana sorarsanız, Raci sence başkentlik yasasını çıkartalım  hadi sana bir yasa çıkartıyoruz dense, ne yasası çıkartalım, vallahi ben alt yerel örgütlenme, yerel birimlerde örgütlenme yasasının çıkartılmasını mahalle ve muhtarlık alan yönetim birimlerinin kurulmasını. Ve bu alan yönetim birimlerinin üzerine kurgulanmış bir belediye sisteminin oluşturulması gereğini daha doğru buluyorum. Öteki vurgum oyken, tepeden inme bir yasayla…. Ümidim kesilmedi….. sahipliliğin .. yasa yapabilirsiniz ama içi boş kalıyor… belki daha

Ses-- .. anlaşılmadı….

Ses-- alansal ölçekten kente sahipliliğin desteklenmesi gerek. Yani Godot yu beklememiz, Ankara ya sahip çıkacakları beklememiz. Veyahut ta bizlerin başkaları adına şövalyelik yapmamıza hiç gerek yok. bizim yapacağımız şey danışman farecilik, yol göstericilik kolaylaştırıcılık. Biz vatandaşa millete hemşerilerimize alanına sahip çıkan insanlara rüya görmesini öğretelim.  Rüya görmekle ilgili konuşuyoruz.. benim gördüğüm rüyanın bir kıymeti harbiyesi yok diye düşünmeye başladım. Ben rüyalarım var, çok görüyorum da. Benim gördüğüm rüyayı masanın ortasına koyup… benim görevim diyorum… size rüya gördürtmek olmalı. Siz de mesela bir alanın temsilcisi grup olmalısınız. Bir yerin .. sanayici iseniz siz ben size rüya gördürtmeliyim. Emlakçı iseniz size rüya gördürtmeliyim. Çevreciye , mahalleliye rüya gördürtmeliyim. Ondan sonra bu rüyaları birbirleri arasında bu görülen rüyalarla… anlatabiliyor muyum. Bir rüyalar şatosu yapmamız lazım. Bu süreci kurmamız lazım… bizim görevimiz bu. Ben şöyle anlıyorum. Bu kişiler gelecekler ve başkaları adına bunların gördükleri rüyalar başkalarının  da kabul etmesi gereken rüyalar olacak demeyelim. Bu yanlış olur.

Ses-- kadın.. gerçek rüyaları politikacılar görüyor. .. onlar daha iyi hayallerini gerçekleştiriyorlar….sonunda burda. Biz o gerçekleştirdiğimiz baştan doğru diye hayalini kurduğumuz planı ehli kişilerin yaptığına da inanıyorum herkes çünkü sizde siz de sizde .. ben de . herkes kendini odak noktası görüyor ve doğru bir şey yaptığına inanıyor, çünkü bizler birbirimizin bir yaptığını çok fazla beğenmeyip kusur buluruz bir noktasında. Şimdi niye doğru yaptığımıza inandığımız yanlışlar tabi sonra dile getirilebiliyor.. ama hayallerimizi yapıyoruz işte 1990 Ankara hadiii tutuluyor. Arkasından siz yapıyorsunuz. Sizinkini de öbür gelen beğenmiyor  ve hayallere sahip çıkılamıyor.

Ses-- biz yapamadık ki, planını yapmak için… uzlaşı… maalesef insanlarımız bir arada çalışamadığı için olmadı. Ama hayal .. sıkıntımız şu hocam. Güzel söylediniz de. bizlerin gördüğü , plancıların gördüğü hayal aslında başkalarının üzerine kurgulanmış bir hayal değil, tepeden inmeci hayaller bunlar. Biz bu yüzden başarısızız. Bizim gördüğümüz hayali kimse paylaşmadığı için biz bunları zorlan tasdik edip yasa haline getirip insanlara (empoze etmek??- öksürükten anlaşılmadı) istediğimiz için bizim  planlarımız, plan dediğimiz belgelerimiz hayata geçmiyor. Zaten geçse ne olacak . onlar benim  rüyam  değil ki. Yani benim üç milyon insan için hayal görmeye kim şey yaptı. Benim kıymetim kendiliğinden mi menkul. Nedir bu bizim halimiz.

Ses-- kadın… bizim fikrimizi kabul ettirmemiz zor yani… politikacılar

Ses-- sadece politikacılar değil ki, kişiler de kendi menfaatleri ….

ses--. Kişiler var politikacılar var. Onlar özellikle bir iş yapılırken daha çok etkili oluyorlar.

Ses--. Şimdi hayali böyle kategorize etme şeyimiz var mı. yani planlama nedir. Bir tarife göre her ölçekte eş zamanlı yürütülen bir süreçtir. Her zaman ve her ölçekte hayata bağlı….siz de hayalinizi değişik ölçeklerde … yürüteceksiniz yani bazı hayaller de illa  dünyayı tasavvur etmekten geçmiyor. Bazı hayaller bazı şeylere imrenmekten geçiyor. Mesela gavur un elli defa kullandığı bir park alanı düşünün. Mesela Ankara nın işte suyla oynuyoruz ya devamlı. Şimdi Osmanlının ibrik suyu kültürü egemen şu sırada bunlar için. Halbuki Ankara nın bilinen bir şeyi var. Bu Ankara suya hasret. Suyu çok istiyor arıyor. Baştan kurulduğundan beri aramış. İlk planı yapıldığı zaman da oraya lappadak koymuşlar gençlik parkıyla . oraya devasa suyu oturtmaktan çekinmemişler. Senin yanında bir gölbaşı var. Sen burda ibrikle uğraşırken senin yanında bir tane gölbaşı vardır. Gölbaşı gibi bir değerin dünyada değişik ülkelerce kıyak kullanılmış hudutsuz numunesi var. Ama sen burada en boktanını yapıyorsun. Yani ben hayalini bunlardan birine benzemek üzere de kurabilirim. Yani dışarıda bunun… bu örnekler yapılmış bir sürü yapılmış . sana özgü bir şey yapabilmek o tamamen sana özgü bir şey ama özgünlük noktasına gelene kadar bir göl ögesinin, bir şehrin yanında, kullanımı , doğru kullanımı, hakkını vererek kullanımı için, biz tutup estetik köstetik sorunlarından evvel halledebileceğimiz pek çok şey var. Aynı… ne bilim. İstanbul  yolu üstündeki susuz köy. Devamlı orda durur . ordaki gölet senin için müthiş bir şeydir. Müthiş bir olgudur aslında. Orda da bir şehir yapıyorsun. Ama orda da şey gibi. uçaktan bakınca spot … etrafı sevil süfli boktan. Yani peki ben bunlara ait hayal kuramaz mıyım. Her şeyden azade değil mi. her şeyden azade kurabilirim bunları. Bağımsız kurabilirim. Bunun için bana bir takım örnekler yeterince malzeme sağlıyor. Herkes de bu hayali kurabilir. Ama bu hayali paylaşmak ortak kurmak lazım. Yani bunu bir plancı hayali, planlama hayali haline gelebilmesi için bir .. güç tarafından bu hayalin ortaklaşa .. bir şey yapılması lazım. Bunun böyle ifade edilmesi lazım. Geçende seminerde, burada fark şudur.. fark ? o olaya vermiş olduğun değerdir. Antla… ağırlıktır. Size sataştım biliyorsun. Seminerde. .. odaya…. Hakkaten yani siz oda olarak bir organizasyon yapıyorsunuz, böyle dört beş tane primadonna çıkartıyorsunuz sahneye oturtuyorsunuz , şehirci getiremiyorsunuz. Ondan sonra verdiğiniz cevap e biz e mail lerle bilmem nelerle .. yok böyle bir şey canım. Bu ülkede bir hayalden bahsediyoruz ya. Hayal kurma yetisini uyarılma yetisini duygusunu kaybetmişliği test edemezsen,  doğru test edemezsen, eski usullerle müşteri de toplayamazsın. Bir tane adam verirsin, o gider açar telefonu, takır takır takır bunu toparlar getirir. Öyle şeye falan gerek yok. elli tane kişiyi arar yirmi beşini getirir. Şimdi ben … şimdi burda ne diyor aydan zaten merak etme o kadar şey yapıp üzülme. Bu benim için bir gösterge çok ağır yani çok ağır. Gösterge ağır bir şey. Bu basit bilinebilen değerler , üzerinde rahat hayaller kurulan fikir geliştirilen rahat örgütleşme getirilecek bir sürü konusu vardır Ankara nın. Geçmiş projeler de buna dahildir. Bunların üzerine bir şey yapılır yani….

Ses-- şimdi sözün başında eski hayal kahveleri kalmadı… Raci de hayal işlikleri kuralım dedik.. yani burası da nargilesi eksik bir hayal kahvesine dönmeye başladı artık.

Ses-- o kadar da .. bahsettik kimse galeyana gelmedi.

Ses-- hayal etmenin hiçbir zararı yok hakkaten. Eskilerin bir lafı var yalandan kim ölmüş diye. Hayal etmenin de hiçbir öldürücü bir tarafı yok. yalnız biz bir meslek odası, bir meslek grubu olarak bu hayallerimizi deminden beri söylendiği gibi hem paylaşmamız lazım. 0em de yaşama geçirmemiz konusunda çok becerikli olmamız lazım. Çünkü bizde yani tek tek üyelerimiz çok şeyler yapma konumundalar, yapıyorlar, yapacaklar. Böyle olunca özellikle Ankara 2020 yani yirmi sene sonrasının Ankara sı için, demin Raci nin söylediği gibi, 20 sene sonra Ankara ve Türkiye ne olacak söylemini de bunun içine katarsak ipin ucunu kaçırırız biz. Bu işlik olmaktan çıkar hakkaten hayal kahvesi haline dönüşür. Benim öyle ciddi bir endişem var. Bu noktada belki farklı meslek gruplarıyla işbirliği ederek Ankara için bu manada söylenebilecek şeyleri almak ve onun üstüne belki biraz daha odaklaşmış hayaller kurmak bizim açımızdan mimarlık açısından uygun diye düşünüyorum. Biz Ankara 2020 için söz söylemek durumunda olan belediyenin yanlış ya da doğru eleştirip duralım. Bir şeyler yapalım ama öbür tarafta şehirciler odası da bu konuda bir meslek  disiplini olarak bir takım şeyler söylerken onları da bir kenara bırakıp biz kendi adımıza one man show 2020 Ankara sını hayal etmeye başlayıp onun üstüne vizyon koymaya kalkarsak bu bir düşünce kaosu yaratır diye endişe ediyorum. O bakımdan ben, tabi bunların hiç birini inkar etmek anlamına gelmiyor. 5 sene sonra bir ilahi kuvvet Ankara nın sırtını sıvazlayıp da ortalama gelirin bir kat üstüne çıkarsa Ankara ne olacak yani. Ama bir takım olasılıkları da birikimimiz, deneyimlerimiz… bir takım olasılıkları eleyip olsa olsa beş sene on beş sene sonra şu olabilecek deyip bir takım şeyleri öbür kuruluşların yanı sıra bize söyleme şansını veriyor. Şimdi öyle olunca, ben vizyonu kente mimarlık açısından vizyonu hayal ederek vizyonu kente kimlik katıcı bir eylemler dizisi biçiminde anlamaya çalışıyorum. Ne yapılabilir. Ne yapılmalı. bugün Ankara da bir meydan yok, Ankara da kişilikli bir bulvar cephesi yok. bir bulvar yok. ölçeği biraz küçülttüm. Bu tartışılsın istiyorum. Ölçeği küçülterek. Yeni yerleşme diye açılan ve son yirmi senede gelişen batıkent ten çay yoluna bilmem nereye bir bakınız. Kimlikli bir tarafı var mı. bu bir vizyonsuzluk değil mi. yepyeni alanlar açıyorsunuz. Nerede on beş sene içinde iki bin üç bin on bin hektar kullanıma açılabilmiş. Koridorlar açıldı filan böyle büyük gayretlerle. İçinde de yüzbinlerce insan oturuyor şimdi. Oralardan bir takım fotoğraflar çeksek oralarda. Gitsek Malatya dan Sivas tan Konya dan İzmir den İstanbul dan çeksek ve bunları yan yana koysak ve birine desek ki kardeşim bunların hangisi olduğunu bil beşyüz milyon lira. Bu parayı alacak adam ben göremiyorum. Bu bir kent mekanlarının özellikle 3. boyut açısından kimliksizliğini ortaya koyuyor. Bizim galiba makro düzeyde bir vizyonun üstüne koymak zorunda olduğumuz hususlar bunlar diye düşünüyorum. Biraz küçülttüm işi ama, küçültmeye mecburuz. O zaman belki hayallerimiz bence hayal işlikleri haline dönüşür. Başka çaremiz yoktur bizim yani. Bunu da nasıl yapacağız onu da bilmiyorum. Bana derseniz çare bul. Yok yani. Şimdi bulamıyorum. Ama deminden beri konuştuğumuz hayal edilecek şeyler için de çare bulamıyorum. Raci nin söylediği gibi emlakçıyı, tabipleri, haritacıları, manifaturacıları, çıkrıkçılar daki hacı bayram daki esnafı buraya toplasanız  ve sorsanız, kardeşim nasıl bir Ankara düşünüyorsunuz diye, herkesin fili tarif ettiği gibi tarif edeceğine inanıyorum ben. Ha o noktada bizim biçimlendirmemiz gerekiyor meslek adamı olarak. Ama bizim biçimlendirmemiz için de bizim bir şeyler söylememiz lazım. O da Türkiye yi düşünelim. Yirmi sene sonrasının Ankara sını düşünelim onun üzerine bir şeyler koyalım. Ankara yı hayal edelim. Tabi edelim ama ne koyacağımızın ölçeğini de iyi  düşünelim biz diyorum. Bu ölçeği de bilmezsek hakikaten şey olur bu bir zihin jimnastiği olur. Gavurca karşılığı da var bunun. Beyin fırtınası filan  yapmak anlamına gelir orda da kalır orda yani.

Ses-- hocam bir noktada katılıyorum sana ama bir noktadan sonra da katılmıyorum. Çok güzel bir noktadan başladı hocam. Ankara nın doğal verileriyle ilgili olarak bizim zamana bağlı olmaksızın bir takım değerlendirmelerimiz var. Vizyonumuz var. Ben diyor bunun kötü kullanıldığını biliyorum, bunun daha iyi kullanılmasını istemek ve bunun yapılabileceğini bilmek önemli bir şey… (bandın sonu)

…….etrafındaki arkeolojik alanları kimse bilmiyor. Doğal değerler dediğiniz zaman Ankaralı işte kurokuransis ? i bilmiyor adam. Ankara nın tavşanını, ekolojisini bilmiyor  yani Ankara lı denilen kişi Ankara hakkında en ufak bilgiye sahi değil. Yani tarhun unu bilmez, kültürünü bilmez Ankara da oturmuştur ama kaleye müzeye gitmemiştir. Ankara mimarisini bilmez. Yemeklerini de bilmez. Baktığınız zaman kültür verisi tarih verisi bunları korumaya dönük projelerimiz olması lazım, vizyonumuz olması lazım. Ama bir yandan da teknolojik bir şeyler olması lazım. Şimdi Ankara İstanbul arasında , şimdi bakın Ankara nın etrafında otoyol var. On sene on beş sene sonra Ankara İstanbul hızlı demir yolunun orta doğuya giden yani orta doğuya gidecek hepsi hem de yeniden biçimlendirilmiş orta doğuya giden demir yolunun üzerinde kara yolu sisteminin önemi istanbul u geçebilir. Ankara nın hava alanı son  derece önemli. Esenboğa yetersiz. Bir planlama yapıldı ama Ankara daki esenboğa orada değil burada olduğu zaman bambaşka bir şey. Şu anda burada gölbaşı nın burasında dünyadaki en önemli uydudan bilmem ne şeyi var biliyorsunuz. Yani her yerin haritasını biz kendi uydularımızla buradan alabiliyoruz. Teknolojik olarak askeriyenin burda olmasından uçak sanayinden bilmem ne derken, teknopark biliyorsunuz ODTÜ teknoparkı yanında Bilkent teknoparkı. Yani üniversiteler , teknolojiyle birlikte hastanelerle birlikte Ankara nın gelişen aydınlık bir sektörü de var. Bütün bunlara bakarak çok değişik hayaller kurgulayabilir, konuşabilir söyleyebiliriz. Ama bunları paylaşmak üzere insanlara sunmak durumundayız. Ankara yeşil bir Ankara değil. Bozkırın ortasında her kes Ankara nın yeşil bir Ankara olduğunu söylüyor. Düşünebiliyor musunuz. Ama buna karşılık Atatürk orman çiftliği gibi bir rezaletle karşı karşıyayız. Bu konuda vizyon yok. yani Atatürk orman çiftliği gibi muhteşem bir potansiyel karşısında vizyonumuz yok. yani ne olmalı aoç dediğimiz zaman mimarcısı da şehircisi de böyle bakıyor. Şahsen ben de böyle bakıyorum. Burda bir ihtiyaç var. Burda bir araya gelmemiz lazım. Esnafla mesnafla değil. Yahu Atatürk kültür merkezi var. Elli küsur hektar. Yasası çıktı 1970 yılında. Yani böyle bir rezalet olabilir mi. başında cumhurbaşkanını olduğu yönetiminde cumhurbaşkanı katında.. genel kurbanı cumhur başkanı , kültür bakanı, bayındırlık iskan bakanı oturuyor, Ankara nın göbeğinde elli beş hektarlık bir yer yasası var 1970 tarihli yasası var. Binası değil Atatürk kültür merkezi, karıştırmayın kocaman alan. Yahu mezbelelik. Bizim bunun için bir vizyonumuz yok mu. İstanbuldan geliyor adam mini Türkiye projesi yapmışlar. Yani bizim çocuklara durmadan bu tür proje… önlerine at….. şimdi mini Türkiye projesi yapmışlar, yok işte safari park projesi arkasından akvaryum  park projesi geliyor, yani baktığınız zaman İstanbul da şeyden kaynaklanan bir de imajinasyon ve şey hikayesi var, yani vizyonun ötesinde bir takım şeyler… Ankara da tısss en ufak bir şey yok. Ankara nın en son projesi ne biliyor musunuz, toplu konuttan sonra toplu sanayi ondan önce de toplu sefaretler projesi var. Yani hep toplu bir şeyler var. Bizim yaptığımız şey vizyon buraya kadar. Bunun dışında yeni bir şey yaptığı zaman da elimizden geldiği kadar şeye gelecem hocam. Melih gökçek e . yani hiç birimiz şey yapmıyoruz. Adamın vizyonu var. Tarihi dokuyla ilgili duysanız tüyleriniz diken diken olur. Bütün hepsini yıkacakmış üstüne falan filan…. Fakat bu adam gitti havuz yapmaya başladı. yaptığı havuzların hepsine karşı çıktık.  Doğru değil mi. ama su ögesinin önemini ve suyun bir şekilde kent yaşamına doğru nasıl katılacağının şeylerini söylemedik ve göstermedik. Tartışmadık. Ve bu yüzden suçluyuz.

Ses--- herkes de seviyor.

Ses--- yahu ben de seviyorum çok suyu. Ben de ağaçlandırılmasını istiyorum ama gidip refüjlerin üstüne o şeyleri dikeceğine, doğru dürüst bir yeşil kuşak projemiz vardı bizim. Yeşil kuşak projesine sahip çıkıp, kent ormanı projesine .. yani  doğa ile ilgili olarak yeşil Ankara ile ilgili olarak… vizyonumuz yok ki. O konuda bir vizyon geliştirmemişiz…  doğal şeylere ne yapacağız diye oturup ortaklaşmamışız ki, halbuki oturup ortaklaşmış olsaydık, çağırıp esnafını, mimarını şehircisini hiç fark etmez, temsiliyet şeyi olan herkesi çağırıp, masanın etrafına oturtup, onları yönlendirerek onlara bilgi vererek, arkadaşlar yeşil konusunda ne yapalım Ankara da, vizyonunuz ne, ne yapalım Ankara da bozkırın Ankara sı bozkır mı olsun. Susuz Ankara. Su vizyonumuz ne. Dağ vizyonumuz ne. Kentin tarihi ile ilgili , sanayiyle ilgili yeni alanlarıyla ilgili vizyonumuz ne diye sormamız  lazım. Geriye dönük tartışma değil. Böyle sektör sektör insanları toplayıp, bilgi sunarak, ondan sonra o insanları rüya görmeye ve rüyalarını ortaklaştırmaya çağıracak… yani şöyle diyorum, bizim profesyonel hayalimizi onlara anlatarak onları ezerek değil, onların hayallerini toplayıp bulutlardan yağmur yağdırarak bu işi yapacaz hocam. Yani onların küçük bulutlarını toplayacaz, onları böyle yoğunlaştıracağız , yoğunlaştıracağız yağdıracağız. O zaman bizim profesyonel şeyimiz destek bulmuş olacak. Mesela biz hep şey yaptık. Katılım toplantıları yaptık. Bir türlü katılamıyorlar bize. Formlar yaptık olmuyor,  toplantı yapıyoruz, bildiri yazıyoruz, y azı yazıyoruz olmuyor. Çünkü yanlış yapıyoruz. Doğrusu onlarla birlikte onlara hayal göstertmek. Plancılık, mimarlık aslında başkalarının düşüncelerinin imarı.. nasıl söyleyim, ben başkalarının hayallerinin çobanı olmalıyız biz.

Ses--. Onun için verdim ben şey misalini…. O panel de bir alem yani onu sorma… müşterisiz kardeşim. Türkiye nin en kıyak konuşan adamlarıyla gelmiş şimdi şey yapmışız müşteri yok ortada. Yerel yönetimler yasasıyla ilgili konuşuyoruz. Aslında çok güzel konu. Bana dediler sen gel hocam işte böyle bir  toplantı oluyor. Bana önceden söylemediler. İçimde kaldı….

Ses--. Kime söyleyeceksin müşteri yok. biz birbirimizin sözünü ezberledik. Nasılsa basılacak okurum.

Ses--- başkentten kentliye döndük diyorsunuz…

Ses-- şimdi biraz daha somutlaştırabilir miyim. Somutu şu. Ben ısrar ediyorum burda eğer mimarlar odası tutup gene hayal kahvesi olacaksa, dışarıya bir takım deklarasyonlar verecekse planlama ile Ankara ile ilgili ve bunların da ciddiye alınmasını bekleyecekse o zaman bu işi ciddiyetine uygun şekilde a fermana sabit yani odanın içinde sürekli var olan temsiliyeti var olan bir organ değişikliğine gitmek mecburiyetinde. Öyle bilmem ne komisyonu şu komisyonu bu komisyonu da bir de Ankara izleme komisyonu yok öyle bir şey.  Değil. biz bir planlama komitesi kurmuştuk onu durmadan besliyorduk. O da hikaye oldu. Yani siz bunu bir emanet , organ değil, emanet, iç örgütlenme  değil, madem kendinizi mimar olarak plancıları atalım bir yana şimdi, madem, kendimi de attım…. Diyor ki mimarlar kendini hep ukala….. mimarlar bundan sonra tutup da kent üzerinde ahkam kesecekse istiyorsa bunu, içinde duyuyorsa, mesleğinin içeriğinde görüyorsa, kendinde hak görüyorsa buna uygun olarak bunun önemine uygun olarak örgütlenmesini yapısını buna göre revize etmeli düzeltmelidir. Tamam mı. ondan sonra onun içinde bütün dökümanlar yavaş yavaş odanın bu konudaki oldukça değişmez politikalarının oluşmasına dışa vurmasına başkalarına değişik ellerle artık rahatlıkla söylenebilmesine , bunun için illa dinazor gerektirmeyen .. bir yayın mekanizması haline yani illa tutup da bizleri çağırmayın yani Raci de Ahmet de biz de olmayalım amma, yani orda Ankara kentine ait söylenen şeyler, hayal etse dahi onlar… ciddi hayaller olarak yazılmalı deklare edilmeli….sizinle konuşmaktan çok mutlu oluyorum. Çağırırsınız gelirim ama yani havagazı. Bunun bir şeyi olacağı yok. bu bir örgütsellik taşımıyor. Burda elde edilen değerler…

Ses--. Şimdi arkadaşlarımız bir kere bir örgütlülük göstermişler. Bir de hazırlık söylediler. Bir derleme çabası içindeler. Ve insanları dinliyorlar, değişik gruptan insanları, sonunda da ortaya çıkan düşünceleri bir deklarasyon halinde yayınlayacağız  değil, biz bunu süreç içerisinde bir bilgilendirme devamlı bir tartışma platformu olarak tartışacağız üyelerimizle ben böyle algıladım.

Ses-- hayır.

ses--… bu şeyi olumlu görüyorum hocam. Zaten devamlı olarak onlar olacaklar. Değişik kişileri çağıracaklar, ortaya bir takım fikirler çıkacak. Bu fikirleri yayınlayacaklar. Buna reaksiyonlar gelecek. Bunları toplayıp tekrar yayacaklar. Bu bizim alıştığımızdan daha farklı bir toplumsal iletişim yaklaşımı. Bence doğrudur güzeldir ben desteklerim. İçinde ben şu olur yani. Katı bir örgüt olursa içinde bizim olmamamız lazım. Ama böyle bir iletişim…. Şeyi .. yani bunlar bir ağ kuruyorlar hocam. Ağlaşıyorlar. Ağlıyorlar. Yani ….

Ses---  platform falan deme gözünü seveyim.

Ses--- şimdi ben ciddiyim. …Kıyak….. Öyle bir yatak hazırlayacaksın ki her yani kıçına falan batmayacak. Öyle başını yastığa koyup orda rüya görmeyi .. yediğin yemek midene oturup akşam sana kâbus geçirtmeyecek. Onu hazmedeceksin gündüzden. Bunlar o yediğin yemek o aldığın bilgidir kastettiğim tamam mı. o bilgiler senin midene oturup da seni .. meyecek

derecede… cezp edici, sevk edici olursa sen bunun heyecanıyla kıyak rüyalar görürsün. Yoksa yetti yani. Artık buradaki komisyon.. hoca bir de platform lafı koymaya katlı….

Ses-- (oda)- isterseniz burda benim söyleyeceğim birkaç şey var. Sizin konuşmalarınız içinde de geçen, bizim daha önceki çalışmalarımızda da belirlediğimiz bazı kritik kavramlar var. Mesela hemen onların üzerine dokunarak durumun ne olduğunu ve ne yapmak istediğimizi netleştirmek istiyorum. Zaten siz bizim çizmeye çalıştığımızı çok net bir şekilde ifade ettiniz. Bir , hayal vizyon durumu. İki bunun için bilgi ve paylaşım gerekliliği, üç hayalin kişisel bir durum olduğu, kolektifleştirilmediğinde hiçbir işe yaramadığı . herkeste kişisel bir hayal  durumu var. Fakat bu hayaller çok bağımsız ve çeşitli, bunların kolektifleştirilmesi lazım. Hayallerin kendisi kolektifleşemiyor ama içindeki bir tanesi üzerinden insanları kolektif bir adım atabilmesi söz konusu. Bunların hepsini üstüne koyduğumuzu da…. şöyle bir örnekle bağlamaya çalışacam. Çalışmanın kendisi nedir diye. Mesela Türkiye  de herkesin bir milli futbol takımı hayali vardır. Ve bu hayal öyle bir heyecan yaratır ki, her maç öncesi, mesela bir Beşiktaş , fener takımı hayali, her maç öncesinden türkiye nin altmış milyonunun kırkı bunu konuşur. Takımlar kurulur kadrolar yapılır, ataklar yapılır goller atılır falan, böyle bir şey. Mesela bunu Türkiye de üzerine hayal kurulan konuların haritasını yapsak tepeye bunu koymak lazım. Ortaklaşılabilen heyecan büyüklüğü açısından haritasını yaptığımızda tepede bu var. Ne zamanki kültürler biraz daha farklı dönüşüm süreçlerine giriyorlar, bu heyecan haritası biçim değiştiriyor. Ve insanların hayallerinin ortaklaştığı noktasındaki üste çıkan konular, heyecan haritasında, farklılaşmaya başlıyor. Bizim aslında Ankara kentlisinde sadece teknik mimarlar odası şehircilik falan değil, Ankara da yaşayan insanların bütününde yapmaya çalışacağımız şey bu çalışmayla o heyecan haritasında öne çıkacak şeyleri değiştirmeye çalışmak. Çalışmanın özü bu. buradan yola çıktığımızda da aslında hem sizin indirgeyelim dediğiniz  durum hem de sizin iyice kaldıralım yani hızlı treninden orta  doğu ilişkisine kadar hepsi var içinde. Biz bütün çalışmalarda Ankara ile ilgili ya da oda ile ilgili h0ep bir bütünlük arayışındayken, hepsini toplayalım,…. Bir tek bu çalışmada hiçbir bütünlük arayışımız yok. dağıtalım gitsin diyoruz. Bütün bu konuların hepsini kime ulaşabiliyorsak oraya doğru dağıtalım. Bu fikir bu çalışmanın kritik noktası. Ondan sonra onları toparlayalım yeniden dağıtalım. Çünkü temel amaç insanlarda kaybolmuş olan o hayal kurma kente kurduğu hayalle katılma edimini isteğini var etmeye çalışmak. Örnekse, siz konuşurken aklıma gelen, 2020 ye kadar gelecek olan süreçte , tarihi hiç önemli değil, bundan sonra çocuklar Ankara da nerde oynayacak. Bununla ilgili hayal kurmaya dair birisi bir şey söylediği anda, bu Ankara nın toplumsal yapıksında hemen etkileşimini bulacak bir konu. Herhangi bir anne yada baba çıkıp diyecek ki, o olmaz şurda oynasın, o olmaz burda oynasın. Ve bu konu , mevcut durumun karşıtları üzerinden kurulamaz. Tamamen insanların kafasındaki eski hayallerin dışarıda gördükleri sizin d ediğiniz gibi ya da başka örnekler üzerinde kurulur. O yüzden aslında bizim temelde beklediğimiz ister çok küçük , ister çok büyük ölçekte, ister mimarlık ölçeğinde ister kent ve ülke planlaması ölçeğ4inde olsun , birilerinin bize başkalarıyla eşleşilebilecek hayaller çizmeye çalışması. Bunun için örneklemeler yapması. daha da ötesinde bu hayallerin üzerinde kurulabileceği kritik alanları, nesneleri, durumları göstermesi. Mesela sizin yaptığınız gölbaşı , susuz  diye sayarken gösterdiğiniz durum Ankara da üzerinde heyecan haritasının yükselebileceği kritik noktalar aslında. Yine aynı şekilde hava alanının yeri dediğinizde çıkacak patırdı bin türlü. Ve üzerinde kurulacak hayal de bin türlü.

Ses--- şimdi çevre yoluna çok kızdık ama bütün suları birleş…..

Ses--- evet yeşil kuşağın üzerinden geçiyor birleştiriyor mesela.

Ses--- bunun üzerinde çok kızmıştık , ya bütün suların üzerinden yol geçiyor olur mu diye, hakkaten olmaz. Fakat şimdi madem geçiyor , bütün suları birleştiren bir öge olarak bunu nasıl değerlendiririz diye Ankara nın bütün çok kıymetli şeyleri gerdanlık gibi şeye dizilmiş. Çok matrak böyle. mavi şeyli la pis, la zuli ? taşlı böyle bir gerdanlık gibi aslında şurda şu var. Burda bu var. Gölbaşı Mogan var. Senin söylediğin şey .. oralara biraz yakın düşüyor değil mi hocam. Susuz şurda. Eryaman a yakın bir yerde. Birkaç tane daha oralara gölet yaparız yani.

Ses--- peki var mı böyle bir örgütümüz. Seneye atıyorum, tekrar bu konuda toplanıyoruz. Bizi çağırdığınız zaman ne sıfatla çağıracaksınız. Şekibe Aslan altında imza gel. Yoksa başka bir şey mi. başka bir platform mu. Çağıracağınız platform un adı olacak mı. hafifinden başlayalım. En hafif platform. Şu anda da işte platform. İşte nah. Mesela…. Peki nasıl çağıracaksınız. Yani bu biraz ukalalık gibi olmasın ama, yıllarca bu odada yapmış olduğumuz, yani benim iki defa da başkanlığını yaptığım yöneticiliğini yaptığım bir uzun sürecin içindeki temel mücadelelerimden biriydi. Ahmet çok iyi hatırlar. Bunu ta bir kere ancak komiteleştirdik. Tamam mı. bunun ötesine getirmemiz lazım. Örgütlenmemizi… ondan sonra planlama ve şehir için ukalalık etme hakkımızı rahatlıkla kullanalım.

Ses--- o en büyük hürriyetimiz ..

Ses--- başlangıçta atamayla..

Ses-- hani dediğimiz o komite platform, bilmem .. baştan oluşturmak yerine bu adım kendi içinde oluşacak bir şey. Mesela demin bir örnekle onu tamamlamak istiyorum. Arkeolojik doğal değer alanları var. Bunun için mesela şu an bizim ilişki içinde olduğumuz şu çalışma içinde belki altıncı yedinci sizin beşinci grup dediğinize de örnektir, araştırmacılar ve öğrencilere, şu anda Ankara nın arkeolojik haritasını çıkarmak için doktora çalışması çerçevesinde çalışan bir grup bizim ilişki içinde olduğumuz bir grup.

Ses-- neresinde çıkarıyor. İl bazında mı metropoliten alan bazında mı…

Ses-- metropolitan alan bazında … Ankara arkeolojik haritası. İki öğrenci yeni çalışmalar yapıyorlar ölçümlemelerle üzerinde. onlar şu anda bu konuda çalışan bayağı da yürümüş durumda insanlar, biz onlarla bu çalışmanın içinde bulaşacağımız yeri tarifledik…

Ses--- söyle peki , bu Ankara daki arkeolojik alanların özelliği neymiş.

Ses-- onlar biliyor ben bilmiyorum.

Ses-- galatlar üzerine çalışmalar yapanlar vardı. Mimarlar derneğinde.

Ses-- sonuçta o çakışma alanlarını, demin  dediğiniz değil.  Su alanlarını bir değer ve heyecan noktası olarak ortaya çıkarmak gibi , yeşil alanlar, dağlar gibi bir sürü.. onların hepsini,,, tariflerini yapabilmek için öyle insanlarla bir araya geleceğiz. Ama burda önemli olan bunların birileri tarafından… burda ortaya konuldukça.. mesela yazışmalarla toplantılarla falan bizim ordaki kritik ve yüklenilebilecek noktayı belirlememiz lazım. Şunun üzerine daha fazla gidelim, şunu öne koyalım, şunun arkasında duralım diye. Ondan sonra ondan sonra onun arkasında duracak örgütlenmeyi onu tarifleyip götürecek o yapıyı kurmak bana daha kolay gibi görünüyor. Ama önemli olan onun kendisini ortaya koyabilmek bence.

Ses-- evvela platform sonra örgüt diyorsun

Ses-- evvela fikir sonra örgüt. İşin çok başındayız. Sıfır noktasındayız. Bilginin başında değiliz ama sürecin başındayız.

Ses-- bunlar öyle. Mimarlar odası kendini böyle algılıyor olabilir ama açık  davrandığı için güçlü. Şöyle güçlü mesela bizim Kavaklıderem derneğiyle birlikte vadi projesinin içinde yer alıyor. Belki yenimahallenin yerel örgütlülük deneyimleri içinde çay yolu vs. şeylerinde temsilcilikleri var. Orda da yerel şeylere katılıyor. Onun d ışında yarışmalar vs ler diğer her türlü kente müdahalede gündeme gelen her türlü şeyin içinde varız diyor. Hiçbir şekilde kendimizi de lider olmak veya her şeyin başında olmak istemiyor. Sadece orda olalım. Olayı yönlendirelim, yönlenelim, neyse görelim diyorlar. Ve böyle bir açık çerçeve içinde bu zihniyetle yola çıkınca bu çalışmaların sürekliliğini sağlamak önem taşıyor değil mi hocam. Ve haberleşmeyi sağlamak önem taşıyor. Sizin temas edeceğiniz insanların sayısı gittikçe artacak. Ve bütün bu insanları bir arada tutabilmek toplayabilmek için çok esaslı bir haberleşme ve çok iyi bir ilgi ve … bir örgütlenme sıkıntınız var. Bu belki platform , şirket, sandalye, dernek değil. Bir şey değil ama ne peki diyor. Haklı olarak. Devamlılığı nasıl sağlanacak. Haber nasıl akacak diyor. Ben ne zaman haber alacam. Ne zaman çağıracaksınız beni. Siz bu örgütlenme işini biraz daha düşünmek geliştirmek zorundasınız diyor. Bize siz iki faks çektiniz biz işi gücü bıraktık geldik. Benim çocuklarım şimdi onları şimdi almam lazım. Biz devamlı koşuyoruz. Ankara dediniz mi geliriz yani. Hayal mayal geliriz . tamam da bunu bir daha dersiniz, bir daha dersiniz, ondan sonra grup erimeye başlar falan. Şimdi sizin sıkıntınıza işaret ediyoruz.

Ses-- farkındayız

Ses-- yani bizim heyecanımızı nasıl şey yapacaksınız. Siz nasıl katkı yapacaksınız.

Ses-- oda - aslında öneri beklediğimiz en önemli konulardan biri bu. Yani biraz daha tarifin netleşmesi gereken bu sürecin sonrasında mesela sizinle birlikte ya da sizin önereceğiniz gruplaşmalarla neye dönüşebileceği konusundaki öneriler bu toplantının temel sorularından biri zaten .

Ses-- kadın- şöyle yapılabilir mi. siz madem yöntem belirlemeye çalışıyorsunuz ve her şeyi bilgiye sahip olacak olan sizlersiniz mimarlar odası olarak. Topladığınız kişiler de işte hatırladığım kadarıyla su dan bahsediliyor mesela ahmet beylerin yaptığı bir gölbaşı planı var değil mi. yirmi sene önce yapıldı ve neden bunca zaman o plan o kadar önemli bir yer olduğu halde gerçekleşmedi. Diyelim ki sizin çalıştığınız ölçekler farklı yirmi beş yıl önceki plan.. neden… yani bu hataları kişiler üretiyorlar, hayal kuruyorlar ve bu hayalleri sonucu bu  planları üretiyorlar. Ürettiklerinde hata nedir ya da nasıl bir hataya düşülüyor ki, bu 25 sene önceki plan gerçekleşmiyor. Sizinki…. Değiştiriyor. Buradaki hataları bulup.. herkes kendi deneyimleri çerçevesinde bunları anlatsa ve bu hataları yapmadan yaptıklarımızı yapmaya çalışsak.

Ses-- bu çok önemli değil. Bakın insan geçmişte de bugün de tekrar hayal kurabilir.

Ses-- gerçeklerden kopuk olduğu zaman hayaller…

Ses-- gerçeği bırakın bakın dışarıda bir yer için sadece bir yer için 1926 dan Berlin de bir yer için sekiz defa yarışma yapmış adam. Sekiz defa. Bir kentsel tasarım yarışması yapıyor. Bir tanesine biz gittik. O da işte doğu Berlin batı Berlin birleşmesi sırasındaki statü için. Hayal… mesela konsept projesi yapmak hayalin daniskasıdır. Değil mi. onu istiyor sizden. Bunun bir sürü yolları var. İfade etmenin insanı hayalini mimar tasarımcı olarak ifade etmesinin binbir çeşit yolu var. Bu yollar kullanırsınız. Bunun kriteri illa uygulanıp uygulanmaması değil. Ama ben .. şurada şöyle .. gölbaşı olayı kendi başına odanın iki gün onunla ilgili Ahmetler gelir başkaları gelir, yarışmayı hazırlayanlar kazananlar gelir, burada konur doküman, burada tartışılır. Gölbaşı için biz oda olarak yani ortaklaşa hepsinden farkıl bir hayal üretmek durumundalar. Ona görüş değil hayal diyorum. Bunu nasıl temin edeceksiniz. Orda plan yapan deneyimli…. Anlatamazsınız…yeniden feedback yapıp bunu tartışacaksınız. .. yirmi sene evvel diyor….bir süreç… o şeyi olamaz….. bunu tartışırsınız burda. Bu bir özel projedir oda içinde.

Ses-- sizin söylediğinizin çok önemli bir yanı var, yani deneyimlerin bir şekilde süzülmesi ordan çıkan şeylerin aktarılması lazım. O ayrı bir görev olarak  duruyor. Ordan başlayarak hayali kurgulamamız mümkün değil. Çünkü bizim yanlışları öğrenmemiz çok önemli ama o orda şey yapıyor. Geçen sene ben Ankara üzerinde bir stüdyo yürüttüm.  Dördüncü sınıf şehircilik stüdyosu. Bizim şeyimiz Ankara vizyonu çalışmasıyla başladı bizim şeyimiz. Ankara vizyonu üzerine biz kurguladık. Ondan sonra da sektörler üzerinde sektör vizyonları ve onların bir şekilde değerlendirilmesiyle ilgili bir çalışma yapıldı. Bu seneye.. geçen sene de.. özcan.. burda olsaydı söylerdi herhalde.. bu sene de onlar yapıyorlar……Ankara üzerinde çalışalım dediler… Ankara üzerinde sonuç olarak değişik bölümlerimizde çalışmalar var. Öğrencilerin çalışmaları var. Ve bu çalışmalar .. vizyon içerikli olanlar en azından bir  şey yapılabilir bir şekilde ben sizin söylediğinize bağlamak istiyorum. Onlar üzerinde ortak bir konuşma yapabiliriz. Yani bizim planlar niye olmadı hikayesine girersek iş daha farklı yere gider.. ama yapılmış kurgulanmış bir vizyonun tartışılması olayın kurgulanmasına katkıda bulunabilir diye düşünüyorum. Yani sanıyorum gazi üniversitesinde de vardır.

Ses-- biz de okulda ayın şeyi yapıyoruz.  Bir bölümü de Keçiören. İdeoloji ve tasarım ilişkileri adı altında … ankette ilginç bir şey çıkıyor. orda yapılmış anket.. yüzdesi nedir ne kadar sağlıklı … ama… verilen bilgi şu. Keçiörenin o bölgesinde yaşayan insanlar Keçiörenden çıkmıyorlar kardeşim. Çok seviyorlar orayı. Bayılıyorlar. Keçi… şimdi o keçiler hiç ummadığın .. batıkentin altında ergazi var….Ergazi de de akrabaları bilmem neleri var. Ergazi ile burası arasında ciddi bir ilişki var. Durmadan oraya gidip ordan alışveriş yapıyorlar. Orda yaşıyorlar falan. Bunlar arasında anket yapıyorsun. Adamlar o Estergon kalesine de geberiyor. O çevrenin .. şelaleyle de geberiyor… yapılan kubbeli zartlı zurtlu şeylere de bayılıyor. Hatta bir örnekleme de ben yaptım bizden iki tane öğrenci, nesi var ya ben gayet seviyorum diye çıktı. şimdi bunu tutup da tu kah kuh diyeceğimiz bir durum değil. Bu farklı bir tespittir. Siz alternatifini ürettiniz de mi adamlar bunu seçti. Değil mi. veya böyle bir d uruma karşı şimdiye kadar ne yaptınız. Bu bir kültür olgusu.

Ses-- şimdi hocam lafı sizin önerinize getirirsek, bizlerin deneyimlerinden ziyade öğrencilerin vizyon çalışmalarını taşıyalım paylaşalım. Ve tartışmaları onun üzerinde geliştirelim. Böylelikle gençler de devreye girmiş olur. Onların eserleri yerine de bizim de ukalalık edeceğimiz somut bir şeyler olur. Orda ortaklaşılacak bir şeyler çıkıyor diye umuyorum. Önemli bir konu çıkıyor mesela Keçiörene fokus eden bir çalışma böyle sorularla enteresan bulgular çıkartıyor, kimlik konusunda Ankara nın kimliği konusunda, bizim çalışmamız daha makro ölçekte belki, belki başka bir grubun çalışması farklı bir yönüne eğildi. İlginç olabilir diye düşünüyorum. Belki bu çerçevede biz de heyecanlanıp bir şeyler koyarız araya ve yapılan çalışmalardaki vizyon tartışılır. Mesela sizin söylediğiniz gibi değil de, yani acaba biz bu  plan niye uygulanmadı diye değil de, biz bunları önermiştik bunların vizyonu neydi diye sorabiliriz. Yani sizin önerdiğiniz yani sizin bize sormanız gereken aslında, bu kadar plan program yapıldı , senin numaran neydi yani vizyonun , Ankara ya ne getiriyordu kardeşim. Neydi yeni getirdiğin şey sorusunu sorarak. Belki bu vizyon tartışmasına girebiliriz. Yani eskiden yapılmış şeyleri öyle sorarız. Yani ben bir bina yaptım. E bina yaptın da kardeşim sen kente ne verdin. Yani senin vizyonun, Ankara ile ilgili vizyonun neydi. Ben ulus planında ifade vermeye hazırım. Hacıbayram da ifade vermeye hazırım. Hem planlama yöntemi hem yaklaşımı hem de mekansal tasarım ve tutumlarında vizyonumun ne olduğunu ve bunun Ankara nın nesine nasıl bağlanacağı konusunda ifade veririm. Ama herkesin ifade vermesi çok enteresan bir şey çıkaracak. Çünkü biz vakit bulmadık, birbirimizle tartışamadık bunları. Yani değil mi. bunlar konuşul…

Ses-- şurada organize etseniz bunları.

Ses-.. .. Ahmet Bey in söylediği  yeni gelişme alanlarında uygulanan 9planlar da var onların da sonuçlarını.. tartışmamız gerekiyor…yani… şimdi yıldız mahallesi, birlik mahallesi yani bunlar yeni yapılan… ne oluyor.. gerçekten böyle mi olması gerekiyordu planlamanın, tartışılması gerekiyor ki….hayaller ondan sonra nasıl olacak.

Ses-- isterseniz şöyle yapalım. Bu toplantının biz notlarını aldık, bant çözümlerini de aldık, bu toplantıda genel olarak bu belirmiş olan fikirler üzerinden mesela bunu bir anket gibi … hani vizyonu oluşturacak parçaların tartışılması var ya. Benim demin söylediğim o heyecanın kritik noktası nerde sorusunun mesela biz buradan çıkaralım, ve diyelim ki şu şu şu konu başlıkları çerçevesinde veya şöyle bir çerçevenin tartışılması önerilmiştir, siz birinci sıraya hangisini koyardınız. İlk tartışılması gereken, ilk çalışılması gereken nokta hangisiydi diye böyle çok basit anlamda bir kendi kafamızda bugün tartıştıklarımızın bir çerçevesini çizelim ve bunu size dönüp soralım. Ordan belki işte bu öğrencilerle….o Keçiören vizyonu tartışması çıkar. Belki de mesela bir önceki Ankara şeyi tartışması …filan.. ondan sonra biz hemen onu organize edip onu yürütelim mesela. Böyle şeyler yapmaya çalışalım. Çünkü bunun sonrasında Ankara nın dağınıklığı bizim bütün çalışmalarımızın dağınıklığına yansıyor. Buna engel olmak içgin aradan bir tanesini çekip çıkarmamız lazım. Bir başlangıç noktası tarifleyebilmek açısından. O şekilde düşünüyorum. O bir tanesini çekip çıkardığınızda onun üzerine yapılacak tartışma diğerlerine yansıyacaktır. Önemli olan bizim tartışmaya sizin müşteri dediklerinizi mümkün olduğu kadar çok çekebilmek için o tartışmaların içine, en kritik noktalardan bazılarının bularak bunları yapmamız lazım. Konuyu yerel yönetimler kapsamında tutunca fazla müşteri çıkmıyor. Ama öyle konular bulup öyle noktalardan tutarak bunları kamuoyunun önüne koyabiliriz ki, ister birebir tartışma olsun, ister yazılı tartışma olsun, birden bunun bir sürü müşterisi çıkabilir. O noktaları bulmamız lazım diye  düşünüyorum. Ve aslında sizden beklediğimiz bundan sonra bize bu noktada d estek olmanız yani bu noktanın işaret edilmesinde değerlendirilmesinde , biz onları önünüze koyup, siz de o değil de şu olabilir diye hep o yönlendirmeleri yapmanız … durum böyle çıkıyor ortaya..

Ses-- bunun için bizi toplantıya mı çağıracaksınız yoksa haberleşecek miyiz.

Ses-- yok yok. bugüne kadar sizi çok fazla yormayacağız, mümkün olduğu kadar sizinle her türlü aracı kullanarak sizinle daha sık ve daha hızlı haberleşeceğiz.

Ses-- hangi aracı kullanacaksınız,

Ses-- sizin şu şey listenize yazdığınız faks, telefon e mail ,… hangisi sizin için geçerliyse.

Ses-- yani e mail le yollayacaksınız.

Ses-- evet. Duruma göre herkeste farklıdır. Herkesinkine göre , faks , e mail , telefon… yani burda izlediğimiz genel yöntem zaten gerektikçe toplantı yapıp geri kalanında bütün araçlarla haberleşmek . eğer başka bir diyeceğiniz yoksa bizim şu anda diyeceğimiz budur.

Ses--- proje bazında ne yaptık ne ettik. Tartışmasının çok yararlı olacağını düşünüyorum. Son otuz beş yılda şehircilik konusunda açılan yarışmaların bu anlamda bir gözden elden geçirilmesini … yarışmacı, jüri üyesi, Ankara için değil genel için söylüyorum, yarışmacı, jüri üyesi efendim birinci geleni. Sağsa belediye başkanı ya da … başkanını çağırmak biçiminde… fakat bunu bizim bölüm gerçekleştiremedi. Ben baktım gördüm ki…. Bölümde…. Ben onun için bölümlen ilişkim kalmadı. Ben epey zamandır gençler çok önde gidiyor ben yetişemiyorum. Onun için bıraktık onlar  gidiyor. ama bunu yapamadım. Buradan şuraya gidiyorum……

Ses-- kim gidiyor ya

Ses-- gençler. Tabi sen dikkat et ya. Kalbin durur.

Ses-- ben devam ediyorum da bilmediğim görmediğim bir şey mi var diye…

Ses-- bilemiyorum.. şimdi Ankara da açılan on un üzerinde….

Ses-- gaziden mi ayrıldı….

Ses--…. Anamız ağlıyor rüya gördürmeye çalışıyoruz biz.

Ses--. Şimdi Ankara da 85 lerden bu yana yani Altınpark tan sonra….. bu yana.. giderek hızlanan bir yarışma süreci oldu. Onun üzerinde bu yarışmalar tam sayamıyorum. Büfeler ? de var . şu an not etmedim.

Ses-- sadece bizim zamanımızda yaptığımız omurga ondan sonra kent girişleri iki tane kent girişi vardı. Ondan sonra mia yarışması, demokrasi parkı falan diye insan hakları şeyi vardı. Heykeltraş falan filan.. peyzaj düzenleme yarışmasıydı. Sonra büfeler yarışmasıydı.. kaç yarışma altı yarışma…w

Ses--. Bugüne kadar ben on un üzerinde olacağını düşünüyorum. Bu son üçü hariç…. Bu yedinci yüzyıl Osmanlısı falan filan.

Ses-- ama niye onlar da dursun…

Ses-- o zaman onbeş . bu onbeş diyelim yuvarlak hesap onbeş yarışmanın altı tanesinde ben jüri üyeliği yapmışım. Bir tanesinde de mia da yarışmacı olmuşum. Şimdi böyle bir platform açılırsa ben kendi kendimi de sorgularım. O şansım var yani.

Ses--- onlara ait bütün notlarım dosyalarım duruyor açar açar bakarız.

Ses-- bu doğrudan söylüyorum, yani Ankara şubesi için henüz yaşayan insanlar ister yarışma sektörü ile ilgili olarak ister planlama türü.. değişik kademelerini yürüten bilfiil yürütme işini üstlenmiş insanlar halen yaşıyorlar. Haluk Alatan Özcan Altaban Ahmet altısında jüri bir tanesinde yarışmacı. Daha nerde bulacaksınız. Bunları tartışmak için ha. Ben de birinde jüri altısında yarışmacındayım dersem…… herkes masanın etrafında bak… .bu ciddi bir potansiyel. Ama hallerine baksana… herkes bembeyaz….. bir an evvel ayağınızı çabuk tutun. Alın dökümanı…

Ses-- acele etmesinler…

Ses-- ne istiyorlarsa verelim yani.

Ses-- bunu çok sık anlatıyorum. İsmet 9paşa yetmiş beşinci yaş gününde, paşam demişler inşallah yüzü de görürsün. Görürsünüz görürsünüz demiş. Yani şimdi inşallah maşallah diyenlere böyle diyelim. Altmışı yetmişi görürsünüz acele etmeyin diyorum yaa…

Ses-- bütün bunları belgelemek lazım..

Ses-- bu lavgarlık ? yavaşlık bana ters geliyor.

Ses-… hayal et dediysek…. Nereye gidiyorsun ya…..

9420

Okunma Sayisi : 5492
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org
Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967
Son Güncelleme : 17.04.2024 - 16:00:21
Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları