Hocama Dokunma Sergisi’ne büyük ilgi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Üniversitesi İLEF öğrencileri işbirliğiyle, Cebeci Kampüsü’nde akademisyenlerin hukuk dışı KHK’larla ihraç edilmesinin protesto edildiği ve sert polis müdahalesinin yaşandığı eyleme ilişkin fotoğrafların yer aldığı “Hocama Dokunma” sergisi açıldı.

Büyük ilginin olduğu sergide Reuters’tan Ümit Bektaş'ın, AFP’den Adem Altan'ın, Sözcü'den Yavuz Alatan'ın, EPA’dan Tümay Berkin'in, Hürriyet’ten Selahattin Sönmez'in, Evrensel’den Tamer Arda Erşin'in, Doğan Haber Ajansı’ndan Ümit Kozan'ın, Milliyet’ten Yavuz Özden’in, fotoğrafçı Mehmet Özer'in, Alp Eren Kaya'nın, Samet Polat'ın ve Volkan Muyan’ın fotoğrafları yer alıyor.

Mimarlar Odası Fuaye Salonu’nda açılan sergiye Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreteri Namık Kemal Kaya, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayşen Gül Şimşek, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker,  KHK’larda ihraç edilen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Betül Çelik, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tezcan Durna, Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) öğrencileri katıldı.

Direniş hepimize umut oldu

Serginin açılışı konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:

“Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanan ve 10 Şubat’ta hepimizin yaşadığı acıyı, direnişi ve öfkeyi yansıtan foto muhabiri arkadaşlarımızın fotoğraflarının yer aldığı Hocama Dokunma sergisini açmak için bir aradayız. Türkiye bilimi tasfiye ediyor. Türkiye aklını kaybediyor ama Siyasal Bilgiler Fakültesindeki bu direniş Türkiye’de hepimize bir umut oldu. Hayır gitmiyoruz dediler ve bugün buradalar. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bu sergiye ev sahipliği yapmaktan onur duyuyoruz. Gidecek yerimiz yok demesinler, Mimarlar Odası Ankara Şubesi toplantı salonları fuayeleriyle, bütün örgütlülüğüyle hocalarımızın ve toplumsal muhalefetin bütün bileşenlerinin mekanıdır. Mimarların Odası, kentin, halkın ve hocaların odasıdır.”

Barışı ve özgürlükleri savunmaya devam edeceğiz

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Betül Çelik ise,  bütün bunların üniversitede yaşanmasından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, “İhraç edilmek ve öğrencilerimden koparılmak istemezdim. Artık üniversite dört duvardan ibaret değil, kendi evrensel değerleri nedeniyle duvarları aşar. Bizde böylece uyanmış olduk kendimizi dört duvarın dışında başka yerlerde, sokakta,  farklı kanallarda herkesi uyarabilme şansı elde etmiş olduk. Bizi sokağa indirerek eğitimi her yere yaymış oldular. Barışı ve özgürlükleri savunmaya devam edeceğiz. Sergide emeği geçen herkes teşekkür ediyorum” dedi.

Bilim karanlığın karşısında eğilmeyecek

CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker ise, Cebeci kampüsünde yaşananlara tepkisini şöyle dile getirdi:

“Bilim adamlarının kamuoyunun önünde aşağılandığı bir dönemdeyiz. Bilim adamlarının Türkiye’yi nelerin beklediğini göstermelerinden korkuyorlar. Cübbeleri üzerinden geçilen, eli öpülesi öğretim üyeleri bir yandan üniversiteden atılmakla da bırakılmıyor bir yandan darp ediliyor. Biz İbrahim Kaboğlu gibi hocaları Anayasa Komisyonu’nda bize Türkiye’nin yaşayabileceği sorunları önceden göstersin ve Anayasa değişikliğini ona göre yapalım dile çok bekledik. Ancak çağırmadılar çağırmadıkları gibi üniversitesinde de ders vermesine müsaade etmediler. Üniversitesi’nden kürsüsün den de attılar. Bilim karanlığın karşında hiçbir zaman eğilmeyecek aydınlık Türkiye’de görünür kılacağız. Bu sergiye ev sahipliği yapan Mimarlar Odası da iyi ki var onlara teşekkür ediyoruz.”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran ise sergide emeğe geçen herkese ve ev sahipliği yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne teşekkür etti.

Listeyi üniversitenin hazırlaması yüz kızartıcı akademik bir suçtur

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Korkut Boratav’ın KHK’la akademisyenlerin ihraç edilmesine tepki gösteren mesajı yayınlandı.

Boratav, 12 Eylül rejiminde de akademinin topluca tasfiyeye maruz kaldığını hatırlatarak şunları söyledi:

“O zaman fakülteye idari yargıda davalar açtık ve geri döndük. Akademik mesleğe genç kuşakları yetiştirdik ve katkılar yaptık. Şimdi ise biri profesör, biri doçent olan eski iki asistanım KHK’larla tasfiye edildi. Ancak YÖK’ün açıklamasına göre üniversite yönetimi bu tasfiye listesini hazırlamış Bu büyük züldür ve üniversite tarihine geçmiş büyük yüz kızartıcı akademik bir suçtur. Bizim tasfiyemiz sıkı yönetim komutanının talebi üzerine uygulanan kararladır. O zaman Ankara Üniversitesi’ne tayin edilen rektör dışardan gelmişti. Bize sıkı yönetim komutanı bize tebliğ etti. Şimdi ise üniversitenin kendi hazırladığı listelerden tasfiye yapılıyor. Bu kabul edilebilir değildir protesto ediyorum.”

Bu cesaret bulaşıcı

Sergide üniversite öğrencileri adına yapılan konuşmada ise şu ifadelere yer verildi:

“Toplumsal muhalefetin bütün özneleri bir arada direnmeye başladı. Şu dakikadan sonra bize artık zarar veremezsiniz. Üniversite artık sokaklardır. Hocalar ve öğrenciler her alanı akademi yapmak ve her alanda muhalif sözlerini söylemek için mücadele edeceklerdir. Üniversitenin katılımında muhalefet vardır hiçbir zaman biat etmez. İktidar at koşturamadığı bilim alanında yapamadıklarını tasfiyelerle işten atmalarla gösteriyor.”

Sergide üzerinde “Bu cesaret bulaşıcıdır” yazılı pankart ta asan Ankara Üniversitesi öğrencileri “Saray’ın İbiş’i olmayacağız” sloganını da attı.