Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
FORUM TÜRKİYE VE MODERN Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Ali Ulusoy’un Almanya’da açılan “Bina Kimlikleri-Ankara/Cumhuriyetin 25 yılı”sergisi kapsamında AIT-Mimarlık dergisinde(Kasım 2005) yaptığı Röportaj. AIT-Almanya’nın en önde gelen Mimarlık, İçmimarlık ve Teknik İnşaat dergisidir. Dergi günümüz Mimarisi, İçmimarlık ve yenilikçi Malzeme konularında yayın yapar. AIT aynı zamanda çok sayıda sergi, konferans, kongre ağının oluşumuna katkı sağlar. AIT bir Mimarlık yayın organı olarak, Mimariye bir bütün olarak bakar ve özellikle, İç mekan düzenlemesi ve tekniği ile ilgilenir. Meslek dergisinin 19. yüzyıla kadar geçmişi vardır. Türkiye ne kadar Avrupalı dır? Batıda bu soru, henüz Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme pazarlıklarından önce dahi çelişkili bir biçimde tartışılmaya başlamıştı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Ali Ulusoy bu röportajda bize, Türk Mimarlığının hikayesini ana hatlarıyla anlatırken, Türkiye’nin ne kadar erken ve yoğun biçimde Batı Avrupa Modern’i ile ilgili kültürel fikir alış-verişinde bulunduğunu pek çok yapı örneğinde gösterecektir. AIT-Soru: Sayın Ulusoy, Alman Mimarlar “Türk Mimarlığı” ana başlığı altında ilk önce daha çok İslam Mimarisi etkisinde kalmış, süslü bir mimarlığı düşünürler. Fakat tabii ki, Türkiye’de de gelişmeler olmuştur. Gerçekten Türk Mimarlığı nasıl karakterize edilebilir?
Türk Mimarlığında tabii ki geçmiş dönem mimarisinin etkileri vardır. Fakat Klasik Avrupa Moderni’nin Türkiye’de uzun bir geleneği vardır, bu zaten Avrupalılarca bilinir. Türk Mimarlığı geçmiş on’lu yıllarda Modern’in etkisinde kalmıştır.
AIT-Soru: Türkiye’deki bu etkilenmelerin başlangıcı ne zamandır ve nasıldır? Esasen Batı Avrupa’nın Türkiye’deki etkisinin başlaması, Türkiye’nin işgalci güçlere karşı kazandığı zaferiyle ilgilidir. Türkiye’nin kurucusu ve sonraları Başkanı Mustafa Kemal Atatürk 1919 yılında emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini organize etmek için Ankara’ya gelir. Zaferden sonra 1923 yılında Ankara Başkent olur. Atatürk ve dostları, Devrimi ve Cumhuriyet düşüncesini Anadolu’ya yaymanın ve bütün Türkiye’yi Modern ve Demokratik bir Ülkeye dönüştürmenin mücadelesini verirler.
AIT-Soru: Bu görevde Mimarlık hangi Rolü üstlenir? Mimarlık genç Cumhuriyetin bir aynası ve sembolü olmak zorundaydı. Bütün planlama sektörünü etkileyen geleneklere sınırlama getirilir. Tamamıyla yepyeni ve Modern bir Mimarlık, Avrupa’yı örnek alan gelişmiş bir yaşam tarzı ile Türkiye’de birleşecektir. Ankara buna örnek ve öncü bir Kent olacak, Cumhuriyet düşüncesi hem kentsel mekanda hem de günlük yaşamda geçerlilik kazanacaktı.
Ve bu düşüncelerin somut olarak uygulanmasını nasıl tasvir edebilirsiniz? 1924 yılı mayıs ayında ilk belediyeler kurulur. Hemen ardından ankara’nın planlı gelişmesinin önünü açacak uluslararası imar planı yarışması düzenlenmesine karar verilir. Bu yarışmayı Alman Mimar Hermann Jansen kazanır. Yeni planın merkezinde başkentin işlevselliği, özellikle de kamusal hizmet işleri yer alır. Ana hatlarıyla pek çok yeni plan kararları sayesinde mükemmel, modern yapılar oluşur. Bunlar arasında pek çok uluslararası projeler de yer alır.
AIT-Soru: Bu dönemin karakterini yansıtan birkaç bina sayabilir misiniz? Clemens Holzmeister’in Bakanlıklar ve Genel Kurmay Başkanlığı Merkezi idare binaları ve Guillio Mongeri’nin Ziraat Bankası Binası iyi örneklerdendir. Bruno Taut’un Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi de iyiler arasındadır. Ernst Egli’nin kız Enstitüsü, Sedat Hakkı Eldem’in Ankara Üniversitesi ve Seyfi Arıkan’ın İller Bankası bu dönemin kültürel zenginliğinin en iyi örnekleri olarak geçerlilik kazanır. Bunlardan Halkevi, Ankara’nın ilk tiyatro binası olarak toplumdaki anlamlı rolü ile genç Cumhuriyetin iyi Mimarlık örneklerindendir: Bu yapı aynı zamanda dünya açılan, kültüre açılan yerdir; Konserler, Tiyatro oyunları, Bale ve başka kültürel etkinlikler burada sahnelenmeye başlanır.
AIT-Soru: Bu çağdaş gelişmeler sadece Başkent ile mi sınırlı kaldı? Hiçbir şekilde. Her ne kadar Modern mimarlık Ankara’da en güçlü ve en geniş biçimde etkili olmuş ise de , Ankara’daki gelişmeler bütün Türkiye’deki yapılar için en ideal örnekler oluşturmuştur.
AIT-Soru: Ankara’da bugün Modern’den geriye ne kadar iz kalmıştır? Bu dönemdeki yapılar kentin kimliğini belirlediler ve kentte bugün bile Ankara kentinin, kent kimliğini oluşturan işlevlerini sürdürmektedirler. Ankara’da son 25 yıl içinde çok fazla sayıda kentsel ve mimari günah işlenmiştir. Bugün geniş bir kesimin kar etme hırsı plan kararlarını etkilemektedir. Genç Türk Devletinin kurucusu Mustafa Kemal’in düşünceleri ve devrimleri tartışılır hale gelmiştir. Bizim kentlerimizin büyük bir kısmı “kaçak, plansız, çözümsüz, hiçbir şeysiz” yapılmaktadır. Kentlerimizin geleceği ekonomik çıkarcılar tarafından karara bağlanmaktadır.
AIT-Soru: Bu gelişmelere karşı Mimarlar Odası neler yapıyor? Biz en azından Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki Türk Mimarlığının Modern düşüncenin kamu oyunda yeniden oluşması için toplumu bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Her şeyden önce Mimarlar Odası Ankara Şubesi Genç Cumhuriyet için önemli olan modern dönemin bu yapılarının korunması için mücadele vermektedir.
AIT-Soru: Kamusal kesimden size destek geliyor mu? Aslında çok fazla gelmiyor. Ankara Büyük Şehir Belediyesi geçen yıl “Ulus Tarihi Kent Merkezi” için geçerli olan “Geliştirme ve Koruma” planlarını geçersiz ilan etti. Böyle bir gelişmeye karşı Mimarlar Odası Ankara Şubesi pek çok kampanya yürüttü. Biz Mimarlar diğer örgütlerle birlikte yeniden güvenilir, sağlıklı ve kentin olanaklarından herkesin eşit yararlandığı sürdürülebilir bir kent yaşamını sağlamak istiyoruz.
Claudia Weinbrenner Yük. Ekonomist
Tweetle
Okunma Sayisi : 6230
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 22.11.2024 - 14:01:56 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |