TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından programlanan “Krize Karşı Mimarlığın Gücü” temalı Mimarlık Haftası 2009 etkinlikleri, 12 Ekim 2009 tarihinde Ankara Sanat Tiyatrosu’nda gerçekleşen “Kriz ve Kent” konulu panel ile devam etti.

Bülent Batuman’ın tartışmacı olarak yer aldığı oturumda, “Sistemin Kentlere Dayattıkları” konusunda H.Tarık Şengül ve “Sermayenin

Kentte İzlediği Yol” konusunda ise Emel Akın konuşmalarını gerçekleştirmişlerdir.

Tarık Şengül, krizin kentler üzerindeki etkisini anlattığı konuşmasında, değerlendirmelerinin sadece ekonomik yönden olmayacağını, üç boyutlu bir inceleme yapılmasının gerekli olduğunu belirtmiştir. Bu boyutlardan ilkini sermaye birikim süreçleri içinde tıkanmaların yol açtığı durum, gelir sağılımı ve finansal süreçler olarak belirlemiştir. İkinci boyutu devletin uğradığı dönüşüm olarak adlandıran konuşmacı, son boyutu ise kimlik siyaseti üzerine şekillenen kabileleşme, kültürel boyut ve bunlara bağlı olarak toplumsal yapıda yaşanan ciddi bir değişim olarak belirlemiştir. Şengül, ulus devletin düzenleyici yapısı ve onu besleyen ekonomik durum çözülmeye başladığında, dağınıklaşmanın başladığını, toplumun da kentler gibi giderek parçalanmakta, dağınıklaşmakta olduğunu söylemiş, bunların ciddi bir kentsel kriz, toplumsal krizin bir parçası olduğunu vurgulamıştır.

Tarık Şengül’den sonra konuşmasını gerçekleştiren Emel Akın, kapitalizmin belli dönemlerde krize girdiğini ve krizden çıkmak için her yolu denediğini belirterek konuşmasına başlamıştır. Akın, Mimarlığın sermaye ve mekan arasındaki bağlantıyı sağladığını, toplumsal iktidarın mekan üzerinde hakimiyet kurduğunu, böylece toplumsal davranışları,  yaşam tarzlarını belirlediğini söylemiş, devletin mekanı biçimlendirme konusundaki etkisinin kaçınılmaz olduğunun altını çizmiştir. Her konut alanına bir alışveriş merkezinin yapılmakta olduğu, bu merkezlerin kentlerin küçük birer simülasyonu olarak, toplumumuzun tüketim toplumuna dönüşmesinde büyük rol oynamakta olduğu tespitinde bulunan Akın, konuşmasını krizin yükünü emekçilerin çektiğini, eşitsizliğin giderek arttığını bu durum için alternatifler üretilmesi gerektiğini söyleyerek noktalamıştır.

Tartışmacı Bülent Batuman ise, oturumun sonunda TOKİ konusuna değinmiş, özel sektör ve devlet işbirliği ile ortaya çıkan bu yapılanmanın da üzerinde durulması gerektiğini belirtmiştir.

Panelden sonra, Ercüment Çelik’in yönetmenliğini üstlendiği “Herkes İçin Dünya Ayarında Şehirler” isimli film gösterimi gerçekleştirilmiştir.  Güney Afrika’daki sokak satıcılarının yaşadığı sıkıntılar ve onların FIFA 2010 Dünya Kupası hazırlıkları kapsamında yaratılmaya çalışılan “Herkes İçin Dünya Ayarında Şehirler” imajına ilişkin elitist söyleme karşı diğer grupların katılımı ile nasıl karşı çıktıklarını anlatan filmden sonra, günün etkinliği kokteyl ile son bulmuştur.