Elbet Bir Bildiği Var Bu Çocukların!

Hep en ağır sorumluluk omuzlarına yüklendi bu ülke gençlerinin; doğruyu ve güzeli onlar öğretmek durumunda kaldılar büyüklerine. Zorsunmadan kabullendiler, iyilik görmeden kadirşinaslık yapmayı. Yüklendiler iyimser omuzlarına en ağır yükleri, severek üstlendiler daha güzel bir ülke hayalini besleyip büyütmeyi. Haksızlığa tahammülsüzlükleri hep en ağır suçları oldu.

İşte bu çocuklar, bizim çocuklarımız, insanlık değerlerinin sınır tanımadığını göstermek için, Kobanê’yi “birlikte inşa etmeye” soyundular.  Ancak Kobanê kapılarında yüzgeri eden ölüm, 20 Temmuz 2015 günü Suruç’ta yakaladı onları. Ortadoğu’nun dikiş tutmayan çizgileri, yaşamın ve ölümün kıyasıya mücadele ettiği bu alanda iyice silikleşiyor şimdi. Bir yanda ne pahasına olursa olsun, insanca ve kardeşçe yaşamı inşa etmek, büyütmek, çocuk parklarıyla, kütüphanelerle ve oyuncaklarla çoğaltmak isteyenler; diğer yanda ise barışa, özgürlüğe, kardeşliğe, kısacası insana düşman olanlar. Suruç’ta düşen yiğit kızlarımız ve oğullarımız bize insan olmanın gereğini hatırlatıyorlar. Ya hep beraber insanca bir yaşam için el ele verecek, ya da korkuya ve barbarlığa teslim olacağız.

Şimdi biz, arkalarından, her birinin yarım kalmış hikayelerini okuyarak, çocuklarına sahip çıkamamış olmanın kahrı, onlar böylesine alçakça bir biçimde katledilmişken yaşamaya devam etmenin utancıyla başbaşayız.  Bu acıyı yüreğimizde taşırken hepimize düşen görevler olduğunu unutmamak gerekiyor. Her şeyden önce bu canice saldırının faillerinin ve bu saldırının gerçekleşmesinde ihmali bulunanların acilen tespit edilmesi gerekiyor. Bu saldırının, ilk olmadığı gibi tesadüfen gerçekleşmediği de açık. Bu saldırı, hükümetin Suriye’de savaş çığırtkanlığına dayanan dış politikasının doğrudan bir sonucu. Bu yüzden, siyasi sorumluların hesap vermesi ve savaş yerine barışı esas alan bir Ortadoğu politikasının inşası elzem. Ve kuşkusuz, hepimize düşen görev, önce ülkemizde, sonra da tüm Ortadoğu’da barışın inşası için çaba harcamak. Bu güzel çocukların, şimdi fotoğraflarda donmuş güzel gülüşlerine utanmadan bakabilmek, onların insancıllığına layık olmak, ancak bu topraklara barış ve özgürlüğün gelmesiyle mümkün olacak.

TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ
43. DÖNEM YÖNETİM KURULU