Üye Bilgileri.size uygun bölümden devam ediniz.sitemizdeki online işlemlerden yararlanabilmek için kayıt olup parolanızla giriş yapmanız gerekmektedir. |
Kadınlara balon uçurmayı dahi yasakladılar Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve demokratik kitle örgütleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle abluka altında olan Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni okuyan Kadın heykeli önünde özgürlük çağrısıyla mor balonlar uçurmak istedi. Ancak polis kadın mimarların balon uçurmasına ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni Okuyan Kadın Heykelini ziyaret etmesine dahi izin vermedi. Polis OHAL sürecinde vali vekili imzalı anıtın her zaman ziyaret edebileceğine ilişkin yazdığı resmi yazıya rağmen, kadın mimarların anıtı ziyaret etmesini engelledi. Balon uçurmanın da yasak olduğunu söyleyen güvenlik güçlerine rağmen, mimarlar balonlarını gökyüzüne bıraktı. Güvenlik güçleri Mimarlar Odası bahçesinde oturmayı ve şarkı söylemeyi dahi yasaklamak istedi ancak kadınlar hep bir ağızdan “Hayat Bayram Olsa” şarkısını söyledi. Etkinlik öncesinde yapılan basın toplantısına Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Mimarlar Odası Ankara Şube Saymanı Muteber Osmanpaşaoğlu, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Songül ve Mimarlar Odası Ankara Şube Denetleme Kurulu Üyesi Ceylan Torun katıldı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak kadınların özgür olması ve esaretten kurtulması gerektiği bir dönemde hemen yanı başımızda bulunan İnsan Hakları Anıtı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini okuyan kadın heykelinin esareti aslında hepimizin esareti anlamına geliyor. Kadın heykelinin tutsaklığının sonlandırılması ve özgürlük talebimizi gökyüzüne balonlar uçurarak yapacağız” diye konuştu.
Anıt özgür değilse kadınlar da özgür değil Candan, sözlerine şöyle devam etti: “8 Mart deyince direniş, işçi sınıfı ve emek mücadelesi üzerinden kolektif hafızamız aklımıza geliyor. Bugün her alanda kadınların aslında esaret artırılmak isteniyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi sadece kadın ve mekan üzerinden bir çalışma yürütmenin de ötesinde temsil ettiği bütün kurumlarda kadınların temsiliyet ağırlığının olmasını da önemsiyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi yönetim kurulunda kadınların temsiliyet oranı yüzde 60’dır. Yönetim kurulumuzun tüm icrai görevlerinin üçü başkan, sekreter ve sayman kadınlardan oluşuyor. Umarız bütün örgütlerde böyle bir süreç yaşanır. Çalışan ve işçi kadınların haklarını alamadığı, kadının gerçekten ötekileştirmeye çalışıldığı hatta evlerine kapatılmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Çocuklarımız bilimsel eğitim yerine dinsel eğitimle karşı karşıya. Kadını ikinci sınıf gören bir anlayış iktidarda. Cumhuriyetle kazandığımız haklarımızın ortadan kaldırılması için politikalar sürdüren iktidar, kadınlardan korkuyor. Cumhuriyetle birlikte Türkiye’de aldığımız haklarımızdan, tarihsel süreçlerde direnişle aldığımız haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Seçme seçilme hakkımıza, kendimizi ifade etme hakkımıza ve özgürlüklerimize yönelik saldırılara karşı direneceğiz. Kadına yönelik şiddetten tacize kadar güvenlik sorunun yaşandığı kadınların gözyaşlarının dinmediği, anaların çocuklarının cenazeleriyle karşılaştığı, yürek acılarının bitmediği bir coğrafyada ne yaşamdan, ne çocuklarımızın yaşam hakkından ne de haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz.” Candan, “Bizi esaret altına almak isteyenlere karşı mimarlar odasında mimarlığın kendi kaynağındaki özgür düşüncenin ifadesi olarak özgürlük kampanyası yürüteceğiz. Bu nedenle kolektif hafıza, tescilli kültür varlığı olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni okuyan kadın heykeli, yani insan hakları anıtı üzerinden bu mesajı vermek istedik. İnsan hakları beyannamesini okuyan kadın özgür değilse biz de özgür değiliz, bu ülkede yaşayanlar da özgür değil” Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ise, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni okuyan kadının özgürleşmesi adına dileklerimizi mor balonlara ileteceğiz. Türkiye’nin geldiği bugünkü noktada kadınların durumunu dün sosyal medyada yayılan Hülya Avşar ve Mehmet Aslantuğ söyleşisi çok net bir şekilde açıklıyor. İktidar kadın üzerinde kurduğu baskıyı devamlı her alanda yeniden üretiyor. Kadını erkek egemenliğinin altında tanımlayan, evinden çocuklarına bakan yemeğini pişiren kişi olarak tanımlayan bu durumu kesinlikle kabul etmiyoruz. Kadınların iş gücüne katıldığı üretimin içinde yer aldığı ve her zaman toplumsal hayatla erkekle yan yana eşit bir şekilde konumlandığı noktaya gelmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. İktidarın her alanda yürüttüğü politikalara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Kadınlar hayattan uzaklaştırılıyor Mimarlar Odası Ankara Şube Saymanı Muteber Osmanpaşaoğlu da, “Ülkenin içinde bulunduğu bir şiddet ortamı var. Bunun en büyük mağduru da kadınlar ve çocuklar. İster fabrikalarda olsun ister kamu işyerlerinde, sokaklarda ve evlerde olsun yaşanan şiddet ortamı kadınlar ve çocuklar üzerinde tacizler, tecavüzlerle kendini gösteriyor. Bu hepimizi üzen ve mücadele etmemiz gereken bir durum” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Songül Üzgün ise düşüncelerini şöyle paylaştı: “Kadının her alandan uzaklaştırıldığı, bilimden sanattan ve hayattan uzaklaştırıldığı bu dönemde, kadınların kurtuluş savaşı sonrasında kazandıkları haklı kazanımlarını hiçbir şekilde geri bırakmayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Yurtta, barış cihanda barış’ ilkesiyle tüm annelerin ağlamayacağı, annelerin çocukların cenazeleriyle karşılaşmayacağı, tüm kadınların mutlu ve özgür olacağı bir dünya için Mimarlar Odası ortamında mücadele edeceğiz. Tüm kadınlarında Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü buradan kutluyorum.” TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Basın Birimi
Tweetle
Okunma Sayisi : 2743
|
Adres : Konur Sokak 4/3 06420 Yenişehir / Ankara • E-posta : info@mimarlarodasiankara.org Telefon : 0 312 4178665 • Faks : 0 312 4171804 • GSM Santral : 0 533 4777967 |
Son Güncelleme : 22.11.2024 - 14:01:56 Şu an 1 kişi online | Hukuki Şartlar ve Gizlilik Hakları |