EGO HANGARLARI
Aslı ER AKAN
Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, 32260, Isparta. email: asli.akaner@gmail.com
Saadet Toker BEESON
University of Texas at San Antonio, Caollage of Architecture, San Antonio, TX 78249-0608.
email: Saadet.Beeson@utsa.edu
Hilal Tuğba ÖRMECİOĞLU
Akdeniz Üniversitesi GSF, İç Mimari ve Çevre Tasarımı Bölümü, 07058, Kampus, Antalya.
email: htugba@gmail.com
ÖZET
Ankara’nın başkent olmasıyla birlikte hızla artan nüfus ve şehirleşme çalışmaları, öncelikle kent içi donatıların yapımına başlanmış ve özellikle de ulaşım ağlarının oluşturulmasına öncelik verilmiştir. Bu kapsamda Elektrik ve Hava Gazı üretimi ve bunun dağıtımı-satışı, Nisan 1928 tarihinde elektrik ve havagazı işletme imtiyazı Alman Didier firmasının konsorsiyumunda, Stettiner Chamotte-Fabrik Actien Gesellschaft ve Electricitats-Lieferangs-Gesellschaft firmalarına, 60 yıllığına, yap-işlet-devret modeliyle verilir (Cengizkan, 2010). Aynı yıl Ankara Belediyesi’ne bağlı Elektrik-Gaz-Otobüs (EGO) kurulur. 1930 ve 40’lı yıllarda EGO, hızla yeni kurulan yerleşimler arasında otobüs ve troleybüs hatları açarken bir yandan da elektrik ve gaz şebekelerin alt yapısıyla meşguldür.
Bu dönemde EGO için hipodromun karşısında, gar binasına komşu bir alan ayrılır. Bu alana Alman bir inşaat firmasında beş adet tonoz yapılır. Tonozlu yapılardan her biri 60 metre x 36 metre uzunluğunda ve 12 m toplam yüksekliğinde tasarlanmıştır. Oldukça zarif ve ince bir kabuk olan tonoz yüzeyi yine betonarme olan ve beş metrede bir geçen kaburgalarla güçlendirilmiştir. Betonarme kabuğun 8 metrelik yüksekliği 4 metrelik bir alt kısmın üzerine oturtularak arttırılmıştır. İlk dönemlerde sadece hangar olarak yapılmış olan tonozlardan bazıları yapının daha sonra otobüs bakım hangarlarına dönüştürülmesi sırasında bakım için açılan kanallar sırasında zeminde bu kaburgaları birbirine bağlayan yapı elemanlarının kesilmesiyle zarar görmüştür. Bu müdahale sonucu zamanla kabukta açılmalar ve dolayısıyla kilit noktasında çökmeler gözlemlenmiş ve buna karşın tonozlardan bazıları çelik kolonlarla desteklenmeye çalışılmıştır. Buna ek olarak tonozların iç ve dış mekanlarında da yapıyla strüktürel olarak bağlı olmayan ve sonradan yapılmış olabileceği düşünülen ek yapılar vardır.
ABSTRACT
Parallel to the rapid increases in population and urbanization process that took start right after the city Ankara was made the capital, the civic facilities started to be built with a focus on the transportation networking. Within this scope, in 1928, under the consortium of the German company Didier, the authorization was given to the Stettiner Chamotte-Fabrik Actien Gesellschaft and Electricitats-Lieferangs-Gesellschaft companies to generate and distribute gas and electricity with the concept of build-operate-transfer for 60 years (Cengizkan, 2010). In the same year, the Electricity-Gas-Bus General Directory (EGO-in Turkish: Elektrik-Gaz-Otobüs) of the Ankara Municipality was founded. In the 1930s and 1940s EGO was busy with both establishing new transportation routes among the rapidly founded districts and setting up new infrastructures for electricity and gas networks.
In this period, the land (area, site) across the hippodrome and right next to the train station building was reserved for EGO. A German construction company built five vaults for this area (land, site). Each of the vaults was designed to have 36 meters length and 12 meters total height. The vault surface, which is very slender and elegant, was strengthened by means of reinforced concrete ribs at every 5 meters. The height of the vault was raised to 12 meters by means of a 4 meter-high base. Originally, the vaults were built as hangars. Later on, conversion of the building into a maintenance facility for municipal buses required digging some canals. During this process, some important structural members were cut off and disintegrated from the rest of the system. Observations show serious damage on some vaults. Due to the horizontal thrust, the bottom part of the vaults tend to spread out, which consequently leads to the collapse of the keystone. Steel columns were added as extra means to support the vaults. Besides the extra columns, it is also possible to see the additional parts, which are not structurally integrated, both inside and outside the vaults.
Referanslar:
- Cengizkan, A., “Türkiye için Modern ve Planlı bir Başkent Kurmak: Ankara 1920-1950”, Goethe-Institut-Ankara, 2010, (erişilme tarihi: 4 Kasım 2010, web adresi: http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/geb/sta/trindex.htm)